Toplu biat özgürlük ve demokrasinin hangi gerçeklerini ispatlar? 1- Halkın kendi alın yazısındaki rolünü, 2- İslam devletinde halkın özgürlüğünü, 3- Toplumda seçim hakkının kadın erkek herkese ait olduğunu.
Kendine tarihçi.... :)))
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten.... al sana kaynak Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
M Sinan Öznişastacı

M Sinan Öznişastacı

@ms1nan
·
1g
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
Sayfa 131
Reklam
Muhammed'in çok karısı var. 1, 2, 3, 4, 5 ... Böyle gidiyor. Yaşlanmış olan Sevde Bint Zem'a'nın dışında hepsi genç, hepsi güzel. Ve hepsi de cinsel istekli. "Adalet" olsun diye, Muhammed'in bunlarla cinsel birleşmesi "sıra"ya konmuştur. Sevde’nin dışında kimse, sırasını başkasına kaptırmak istemiyor. İşte bu böyleyken, "ayet" geliyor; durumu değiştiriyor: Ahzâb Suresi’nin 51. ayeti. Ve şu anlamdaki sözle başlıyor: - "(Ey Muhammedi) Onlardan (yani karılarından) dilediğini geriye bırakır, dilediğini öne alabilirsin..." Ne demek bu? Hadis ve yorumlara göre şu demek: - "Ey Muhammedi Artık nöbet, sıra zorunlu değil senin için. Nöbeti, sırası gelse bile, dilediğin karınla cinsel birleşmeyi erteleyebilir, ondan önce dilediğin karınla yatabilirsin. Sözün özü: - Kur’an'ın "Efendi Tanrı"sı (Rabb), Muhammed'in, karılarıyla olan "cinsel ilişki düzeni"ndeki işini kolaylaştırıyor. İlişkiyi "sıraya koyma (nöbet)" zorunluğunu kaldırıyor. "Hevâ"sının seçiminde özgür olsun diye onu serbest bırakıyor. "Hangi karınla ne zaman yatmak istersen, özgürsün, yatabilirsin!" diyor. İşte bunun üzerine, Âişe dayanamayıp o sözü söylüyor: - "Bakıyorum da, senin Efendi Tanrı'n (Rabb), yalnızca senin şeyinin keyfini (hevâm) yerine getirmek için koşuyor."
Abdulkadir Çelebioğlu
Abdulkadir Çelebioğlu
aynı yorumu tekrar buraya yazıyorum öyle silip engellemekle ve yaldızlı sözler ile insanları sapıklığa sürüklemeyin. Risale-i Nuru bir siz okudunuz zaten başka hiç kimse okumadı ve herkez cahil. Ayrıca öyle gözüküyor ki sizde Risale-i Nur okumaktan Kur'an ve hadisleri anlayamamış sınız. Ayrıca harici ve tekfirci
tek bir cümlenize katılır olmuş idim, ne yazık ki onu da yanlış okumuşum. beyan buyurduğunuz senelerde ahalinin devlet-din telakkisini yeteri derecede tetkik edememiş gördüm sizi. zaten hatalı menbalara temas olunacağını da tahmin edebiliyorum. o insanların matlubu devletin dini ele almaması idi, çünkü böyle olduğu takdirde muharref din açığa
UFUK

UFUK

@ufukkk35
·
3g
Atatürk'ü sevmeyip de siyasal İslamı seven bir insan ya kördür, ya da bu durumdan nemalanıyordur, net. Atatürk hacı hoca kesti dedikleriniz ve hoca sandıklarınızın hepsi ya İngiliz uşağıydı, ya Yunan.Bu hoca denilen şahsiyetlerin milli mücadele ile ilgili sözlerini dikkatle okumanızı tavsiye edeceğim. Yazım bitince altta paylaşacağım, fakat
"Ey Sa'd! Temiz (helal) şeyler ye! Duası kabul olunan bir kimse olursun. Muhammed'in canını kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, kişi haram bir lokmayı midesine indirir de bu sebepten kırk gün (duası) kabul olunmaz. Hangi kulun eti (bedeni) haram, murdar ve faizden büyüyüp gelişirse ateş ona daha lâyıktır." [Ahmed b. Hanbel, el Mūsned, c. 3, s. 321,399]
Sayfa 68
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.