Sevgilim
Sev_gi_lim
Sevgi_li benim
İşin köklerden doğduğunu fark ettiğim an, uzun cümlelerle meseleyi gizlemeye çalıştım.
Güzel vurucu cümlelerden önce her şeyi betimlemek isterdim
Uzun uzun, ağır ağır, en küçük detayına kadar.
Hemen aklıma sen geldin, doğal olarak daha sonra ben.
Doğal olarak sen benim ne sevgilim,
Ne böyle kavramsal olarak meselemsin
Gül bahçeleri ardında seveninin bile katlanmak istemeyeceği anda, sarmaşıkla kapıları ve çiftleri saran o ince dallardan bir tanesisin.
Yere düşen yastıklar, nevresimin ucu, fincanımda kahve, elimde kalem, önümde kağıt, kağıt üstünde bir sırım dizili harfler, heceler, cümlelersin.
Onlar bile soruyorlar nerde diye, burda diyorum inanmıyorlar
Sen inanç bağlamında bir meselesin
Tüm bu meseleler birikince sen,
Her dışarı çıktığımda iğrenç bir apartman gibi hisseden
Yarasının kabuğunu bir ömür boyu sökemeyen
Yeni her şeyden çekinen ve deli gibi sıkılmasına rağmen kabuslarından tek bir ders çıkarmadığı için, uyuyamayan benden sebep bir aidiyet sesisin.
Kirazın dalı
Çöpünün tabağı
Derenin, dağın, taşın, perde kornişinin ve hatta elimin, yüzümün bile bir yerinin olduğu bu yeryüzünde, sen benim yanımda değil nerede olacaksın?
Kelimelerimiz kökten türemesin ama uzatayım
Biriyileşmebirsığınmadanöteköksüzbirbirleşikkelimesin
Yağmur ERDEM