...Dostoyevski o kargaşalıktan, buhranlı anlardan, hayret edilecek şekilde öyle beşeri, evrensel değerler yakalayıp çıkarmıştır ki, insan ruhunun meselelerini öylesine didik didik etmiştir ki, sonunda Dünya Edebiyatının baş köşelerinden birini almıştır. Böylece o, hem bir yandan buhrana kapılmış olan toplumuna ayna olmuş hem de ona bir yön göstermiş, ışık tutmuştur. Bütün romanları fırtınadan sonraki durgun bir denizdir sanki.
Havanın, denizin, denizdeki hareketin, dizlerime sürtünerek koşan çocukların, sessizlikle önüme bırakılan çayın, motor gürültülerinin, ıssızlık içinde korku doğurarak kayan yelkenlilerin, sağ omzumu ağırlaştırarak ufka inen güneşin ve gelip giden insanların hayata doğru kımıldatamadıkları bir varlığım şimdi.