"Hayatınızda böyle zavallı bir şey gördünüz mü?" dedi Malfoy. "Bir de öğretmenimiz olacak!"
Hem Harry hem de Ron öfkeyle Malfoy'a doğru hamle etti, ama Hermione onlardan çabuk davranmıştı - ŞLAP!
Bütün gücüyle Malfoy'un suratına bir tokat atmıştı. Malfoy sendeledi. Harry, Ron, Crabbe ve Goyle afallayıp kalmışlardı. Hermione yine elini kaldırdı.
"Bir daha sakın Hagrid'e zavallı deme, seni iğrenç - seni kötü kalpli -"
"Ben, Harry Potter'ın vaftiz babası sıfatıyla, onun hafta sonlarında Hogsmeade'i ziyaret etmesine izin veriyorum."
...
Sürekli aynı şeyleri okumaktan bıkmadım ki yazmaktan bıkayım. Benim lügatımda tetiklenmek diye bir kelime var. Bu kelime zaten herkese göre varsa da benim için manası, beni tetikleyişi farklı. Bunun gibi de
Snape: Kimse sana kapı vurmayı öğretmedi mi, çocuk?
Scorpius: Severus Snape. Ne büyük onur.
Snape: Profesör Snape diyeceksin. Bu okulda kral gibi davranıyor olabilirsin Malfoy, ama bu senin tebaan olduğumuz anlamına gelmiyor.
DRACO
Sana hep onlardan dolayı imrenirdim, biliyor musun -Weasley ve Granger. Benimse -
GINNY
Crabbe ve Goyle.
DRACO
Bir süpürgenin iki ucunu birbirinden ayırt edemeyecek iki salak. Siz - üçünüz - pırıl pırıl parlıyordunuz, biliyor musun? Birbirinizi seviyordunuz. Eğleniyordunuz. En çok da o dostluklardan dolayı imreniyordum size.
Ve Harry, onu yerine mıhlayacak kadar büyük bir şokla, Malfoy'un ağladığını -resmen ağladığını- fark etti; yaşlar solgun yüzünden pis lavaboya akıyordu.