Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatice S.

Hatice S.
@hatice1233
Rüyalarda kendimizin gerçekliğine yaklaşırız; rüyalar çatışmalarımızı, ister nevrotik ya da ister sağlıklı biçimlerde çözme girişimlerimizi ifade ederler; yapıcı güçlerin başka türlü hiç görünmediği zamanda bile bu güçler rüyalarımızda işliyor olabilirler.
Sayfa 387Kitabı okudu
Reklam
Belki de başka herkesi hilekar olarak değerlendirmek, feleğin çemberinden geçmişçesine bilge olmak demek değildir? Belki de insanlardan kopma arzusuyla bir sürü şey yitiriyordur? Belki de ustalık ya da sevgi her şeyin nihai cevabı değildir?
Sayfa 384Kitabı okudu
Hatice S.

Hatice S.

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez
7.4/10 · 78bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Alfred Adler, acıyı bir dikkat çekme, sorumluluktan kaçma ve sinsi bir üstünlük elde etme aracı olarak görmüştür. Theodore Reik teşhirci acının sevgiye ulaşma ve öç alıcılığı ifade etme aracı olduğunu vurgulamaktadır. Daha önce bahsedildiği gibi Franz Alexander, acının suçluluk duygularını giderme işlevini vurgulamaktadır.
Sayfa 267Kitabı okudu
Başka hayatlar, kabullenişle başlar.
Reklam
Nevrotik bir benlikte;
Gurur, ağırlıklı olarak, hiçbir şeye ya da hiç kimseye ihtiyaç duymamak anlamında, kendine yeterliliğe yoğunlaşmışsa herhangi bir duyguyu ya da ihtiyacı itiraf etmek "dar bir kapıdan geçmek için eğilmek kadar dayanılmazdır... Birini seversem, bana egemen olabilir... Bir şeyi seversem, ona bağımlı olabilirim."
Sayfa 186Kitabı okudu
Boyun eğeceğim, kendi kendimin yıkıntısına Ben ki iki kişiyim, olabileceğim ve olduğum. Ve sonunda yok edecek biri ötekini. Christian Morgenstern
Sayfa 132Kitabı okudu
Gurur çok çeşitli yollardan sevginin düşmanıdır.
Sayfa 125Kitabı okudu
Kişinin ideal benliğini gerçekleştirme dürtüsü ağır bastıkça, gereklilikler de o derece onu tetikleyen, kışkırtan, harekete geçmesi için kamçılayan tek itici güce dönüşürler.
Ne var ki gerçekte, kendimizi mükemmel olmak için biçimlendirmeye çabaladıkça daha ağır bedeller ödüyoruz. Duygular bizim en canlı kısımlarımız; dikta rejimiyle yönetilirlerse temel varlığımızda derin bir belirsizlik oluşur.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Kendini tanımanın önemi üzerine
Kişi içsel buyruklarına uygun yaşadığı sürece, yaşamsal becerilerini oldukça iyi kullanabilir. Ancak birbiriyle çelişen iki gerekilik arasında sıkışırsa, ikisinden de vazgeçebilir.
Düşüncemiz -ya da duygularımız- isteklerimizce değil ihtiyaçlarımızca belirlenmektedir. Ve hayal gücümüze nevrozda sahip olduğu inatçılığı ve gücü kazandıran, onu verimli kılan ama aynı zamanda bu verimliliği kısırlaştıran, bu ihtiyaçların etkisidir.
Her zaman haklı olma ihtiyacı duyan kişiler asla eleştirilmeme, şüphelenilmeme ya da sorgulanmama hakkına sahip olduklarına inanırlar. İktidarla dopdolu olanlar körü körüne itaat görmeye hakları olduğuna inanırlar. Yaşamı öteki insanların ustalıkla yönlendirilmesi gereken bir oyun haline getirmiş kişiler, herkesi aldatmaya hakları olduğuna inanırlar. Öte yandan kimsenin onları aldatmaya hakkı yoktur.
İnsanın kendisine karşı dürüst olmadıkça; etkin ve üretken olmadıkça; öteki insanlarla dayanışma ruhu içinde bir bağ kurmadıkça insan olma potansiyelini tümüyle geliştiremeyeceği açıktır. ”Benliğine olan kör tapınısıyla” sarhoş olursa ve tutarlı bir biçimde bütün eksikliklerini ötekilerin kusurlarına bağlarsa gelişemeyeceği açıktır. Gerçek anlamda gelişebilmesinin tek yolu kendi sorumluluğunu üstlenmesidir.
Hatice S.

Hatice S.

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Çağımızın Nevrotik Kişiliği
Çağımızın Nevrotik KişiliğiKaren Horney
8.4/10 · 941 okunma
263 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.