Punta'da bayram vardı… Yunan ordusu pasaport'tan karaya çıkmış, İzmir metropoliti Hrisostomos etekleri zil çala çala koşmuş, haçıyla takdis edip, “evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız” diyerek yere kapanmış, toprağımıza ilk ayak basan Yunan albayının çizmelerini öpüyordu.
*
Aniden, uzun boylu, siyah takım
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk"ün neden Türklerin Atası olduğunu; hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadığım, yabancı bir yazarın gözünden 1954 yılında yazılmış biyografi şeklinde anlatan eser...
Tarihi, olayları, Osmanlı Devleti'nin yıkılışını, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve Atatürk'ün hayatını Hitler'in "Kavgam" tarzında anlattığına benzer ancak başka bir yazarın gözünden anlatıldığı 'kişisel yorumların' da bulunduğu eser.
Atatürk'ü ders kitaplarında olduğu gibi yalnızca yüceltilen yanlarını değil de bir de 'tartışılmayan yanlarına' değinen, hakkında tartışılması gereken eser.
Atatürk kavgacı, zalim, diktatör, alkol bağımlısı olarak gösterilmiştir. Hangi durum ne kadar doğru yorumdan yoruma değişir ancak, tartışmak için değil Dünya Savaşı'nı, Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu anmak için okunabilir.
Keyifli okumalar dilerim.
"Ayakta uyuyanlarin yagadigi güzelim topraklard,
Yar açik gözlerinin önünde düslerin canlandigi;
Gelip geçen bulutlarin yaz boyunca ortaya saçtigi
Negeli hayaller diyariydi."
Kemal'in öfkeli tabiatı artık patlama noktasına gelmişti. Haritalarını dikkatle incelediginde felaketin acı yüzünü görebiliyordu. İngiliz ve Fransızların Ortadoğu'da toplayabildikleri tüm insan gücü, Fransa ve Belçika'daki Batı Cephesi'ndeki mevkilerden ayrılan koloni tümenleri de dahil olmak üzere, Mısır'daki üslerden ve Gelibolu yarımadası için stratejik bir öneme sahip olan Limni Adası'ndan alınarak yeniden gemilerle taşınıyordu. Türk askeri istihbaratı mükemmel çalışıyordu. Kemal'in kendi kaynakları da ayrıca çalışmaya devam ediyordu. Açıkça İngiltere'nin diktatörleri, her ne pahasına olursa olsun, Çanakkale Boğazı'nı zorlama kararı almışlardı. Güvenilir kaynaklar, sürekli takviye edilen İngiliz-Fransız kuvvetlerinin, içlerinde İrlandalı savaşçı askerler, Lancishire'ın gönüllü süvari alayları, Gurkaları da içine alan bir Hindu tümeni, deniz birlikleriyle birlikte bir Fransız kolu ve son olarak gerçekten de dünyanın öbür ucundan gelen Avustralya ve Yeni Zelanda kolordularının da bulunduğu en az 50.000 iyi eğitimli askerin oluşturduğu 14 tümenden az olmadığını ortaya koyuyordu.