Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Helen

İnsan ait olduğu yeri bulunca fırtına diniyor, savaş bitiyor. Bir bahar başlıyor sonra...
Reklam
"Çünkü herkesin evi, göğsünde taşıdığı insanın dizinin dibidir..."
Eskiden Asya'nın İlyas'la gitmesini ne çok isterdim. Yaşım ilerledikçe anladım ki; sevmek; Kamyona yazı yazmak değil, Sahiplenmekti. Güvende hissettirmekti... O yüzden bilinki sevgi emektir ve Cemşit'in hakkıdır.. Aksini seçenler hep üzülür hayatta..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Helen tekrar paylaştı.
Arkadaşlar, annem... Annem kanseri yendiii🥳🥳🥳🥳🥳🥳❤️❤️❤️❤️❤️
Helen tekrar paylaştı.
-Tek başıma hallederim ama insan bazen saçları okşansın istiyor.
Reklam
Belki karanlık bir gecede yeşerir umutlar. Belki ağaçlarda asılı dileklerin zamanıdır. Hep rüzgar esecek, hep ağaçlar çatırdayacak değil ya. Belki bir kelebeğin kanat çırpması serinletir yanan hayatları. Belki bir klişe olarak kalır, insan insanın kurdudur, iddiası. Belki merhemdir bir cümle, yaralanmış hayatlara. Bir bakarsın kar topu oynar ayağı sıcak çocuklar. Gülüşleri ısıtır belki soğuk odaları. Belki insanlık kazanır günün birinde. Belki kaybeder zamanın hasta zihinleri. Oyuncak olarak kalır belki kurşun askerler. Belki bir yerlerde şarkılar duyulur. Bir bakarsın dans eden insanlar görülür şehrin sokaklarında. Kaygısız hayatlar geri döner terk ettiği harabelere günün birinde. Belki anlarız bir gün umudu bekleyenlere el uzatmayı. Belki anlarız bir gün asıl anlamın iyilik olduğunu. Belki herşeye sahip olmak yerine birbirimize sahip çıkmayı öğreniriz bir gün.
Vaktiyle deli gibi inandıklarım oldu, bütün kalbimle güvendiklerim. Tek bir kelimesine tüm dünyayı hiç sorgulamadan karşıma alabileceğim insanlar oldu. Kendime öyle çok zararlar verdim ki. Aslında en büyük pişmanlıklarım da bu yüzden. Çünkü en büyük hayallerim kocaman bir balon gibi sönüp asla toparlayamayacağım hayal kırıklarına dönüştü. Öyle dağıldı ki yüreğim, yeniden derleyip toplamam yıllar sürdü. Şimdi bakıyorum da geçmişe; en çok ben savaşmışım, ben direnmişim. Tek yara alan, tek kaybeden yine ben olmuşum. Meğer ne yaşadıysam bir şizofren gibi kendi kendime yaşamışım hepsini. Her şeyi kendi kafamda büyütüp kendi yüreğimde katlanmışım. Geçmiş bana çok şey öğretti. Artık herkese hak ettiği gibi davranıyorum ve hiç kimsenin zaafımdan faydalanmasına izin vermiyorum. Bu sevgide ticaret değil, kendi kul hakkıma girmemeyi öğrendim yalnızca. Herkes layık olduğu hayatı yaşamalı. Çünkü aksi taktirde ne yaparsan yap olmuyor, hiçbir şekilde bir yere varamıyorsun. Bazen geriye çekilmek de zafer kazanmak demektir. Çünkü yüreği çöl olana çiçek açamıyorsun...
İçimdeki sisler yavaş yavaş dağıldı kendimi farketmeye başladım artık. Daha bi yeşermeye dem tuttu ortalık. İçimdeki pus kalkmış, kasvetimden ve omuzlarımda ki yükten birer birer azat edilmeye başlamıştım. Artık güzel bakıyor, güzel görüyor, güzel düşünüyordum. Gülüşlerim artıyor, kahkaha denizinde boy veriyordum. Sanırım toparlıyordum, dönüyordum kendime dönüşmüş bir şekilde. Elbette o kasırgadan önceki ben değildim ama içimin karanlığından kurtuluyordum usulca. Her doğum sancılıdır, yeniden doğuyordum ama bambaşka bir şekilde. Herkese inanmıyor, sırtımı dönmüyor, süslü kelimelerine kendimi bırakmıyordum. Değişmiştim ve kalkıyordum düştüğüm yerden. Yinelenmiş değilde, yenilenmiştim artık.
“Bazı insanların anlamsız hareketlerine denk gelirsin. Saçma kıskançlıklar, gereksiz rekabet, şüpheci tavırlar... Sonra bakarsın seninle bir ilgisi yok. Kimisi kıyaslanarak büyümüş, kimisi kandırılmış, kimisi sevilmemiş. Anlarsın ki insan, hikayesini bilmediğine düşman”
222 syf.
·
Puan vermedi
·
50 günde okudu
Kağnı - Ses - Esirler
Kağnı - Ses - EsirlerSabahattin Ali
8.3/10 · 6,3bin okunma
Reklam
“Mesela balkon o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta. Kendimi başka türlü anlatamıyorum..”
2.675 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.