Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Kimlik temelli düşüncenin talep ve sonuçlarının belirlenmesinde de akıl yürütmeye ihtiyaç vardır. Kendimize bakış tarzımızın pratik akıl yürütmemizi pekala etkileyebileceği yeterince açık olmakla birlikte, bundan bu etkinin hemen o anda nasıl-ve hele hangi yönde­ olacağı asla çıkmaz. Kişi, düşünerek, sadece belli bir etnik grubun üyesi olduğuna (örneğin Kürt olduğuna) karar vermekle kalmaz, ay­nı zamanda bunun kendisi için olağanüstü önemli bir kimlik olduğu­ na da karar verebilir. Bu karar o kişiyi kolayca, o etnik grubun esen­liği ve özgürlükleri için daha büyük sorumluluklar üstlenme yönün­ de etkileyebilir-bu karar o kişi için kendine güvenme yükümlülüğü­ nün bir uzantısı haline gelebilir (burada "ben" artık bu kişinin kendi­ni özdeşleştirdiği gruptaki diğer kişileri de kapsayacak şekilde geniş­ lemiştir).
Sayfa 53 - Henkel
[2021∞
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git, gidebildiğin yere git diyordum Oysaki, senden kaçınılmazmış Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış Bilmiyordum Yine de dayanmaya çalışıyorum işte Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye Rüzgar güzel bir koku getirmişse Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak Her şeyden önce sen Elbette sen Mutlaka sen İster uzaklarda ol İster yanı başımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde Ben olmasam da olur...
Ortalama bir faşist milliyetçi budur!
Foxá haklıydı: Savaşın sonundan öldüğü güne kadar, Sánchez Mazas belki de yalnızca bir milyonerdi. Çok fazla milyonu olmayan, ruhsuz, biraz yozlaşmış, pahalı tutkuların -saatler, bitkiler, sihir, astroloji- ve bir o kadar aşırı edebiyat tutkusunun esiri bir milyoner. Ömrünün kalanını "vie de château"¹ sürdürerek uzun mevsimler kaldığı
İnsanlar Pook’u görüyorlar. "Bak! Atletik biri. Spor hakkında konuşmaktan hoşlanıyor. Muhtemelen bir sporcu.” Pook sonra felsefe konuşuyor. "Şuna bak! Kitap okuyor olmalı! O zaman Pook inek bir sporcu." Pook kadınları dinliyor. "Ah, çok tatlı. İyi Çocuk olmalı!" Pook daha sonra hatundan hatuna atlıyor. "Nasıl ya!? Pook İyi Çocuk ve aynı zamanda oyuncu!" Pook daha sonra bir kadını kızdırıyor. "Ne! Pook piç gibi bir şey!" Pook sonra bir konuşma yapıyor."Pook’a bakın! Pook bir hatip! Kendi radyo programı olmalı." Pook daha sonra bir dergiye makale yazıyor. "Vay be! Pook bir yazar olmalı! Pook’a bakın hele!" Ve bu böyle devam ediyor. Sonunda, Pook’un İyi Çocuk/ Oyuncu/ Piç ve yazar/hatip bir inek/sporcu. Kafalarının karışmasına şaşmamalı. Beni ne kadar çok tanırlarsa, onlara o kadar gizemli görünüyorum. Zira daha fazla değişim görüyorlar. Kadınlar Pook’u sevebilirler ama tanımlayamazlar.
Reklam
Kim ki aniden sizle samimi olmak istiyor ya da kısa bir zamanda size siyasi görüşünden tutun da hayata bakışına kadar her şeyi anlatıyorsa, o kişiden yavaş yavaş uzaklaşın. Hele ki bu kişi sizi devamlı güldürmeye çalışan sempatik görünümlü biriyse! Çünkü dolandırıcıların tek sermayesi samimi ve sempatik oluşlarıdır.
Susmak, şu kadarı açıkça görülüyor ki, hem onu uygulayana hem de muhatap olana derinden dokunabilir. Belki, "hissi" muhafaza etme, yani insanlar için olduğu gibi şeyler ve durumlar için de tipik olan ilişki ve bağlantılardaki bereketin değerini bilme kabiliyeti, konuşmadan da fazladır. Susmak, bu ilişki ve bağlantıları konuşmadaki gibi
Birçok bakımlardan dikkate şayan olan bu nutku ayrıca uzun uzun tahlile tabi tutmaya lüzum görmüyoruz, fakat büyük Türk hükümdarının, düşman ordusunun sayıca kat kat üstün olması maddi unsuruna karşı, o anda camilerde dualar eden Islamların teşkil ettiği manevi desteği ortaya koymasını belirtmeden geçemeyeceğiz. Arkalarında bütün İslam dünyasının bulunduğunu bilen Türk ordusunun nasıl bir ruh haliyle mücadeleye atılacağını kestirmek kolaydır. Diğer taraftan, aynı Türk hükümdarı ordusuna şu iki şıktan birini tavsiye etmektedir: Ya toptan şehit olarak cennete girmek, manevi mükafata nail olmak yahut zaferi kazanarak maddi servete kavuşmak. O, üçüncü bir şıkkı, mağlup olma veya ricat şıkkını kabul etmemektedir. Savaşın mahiyetini belirttikten sonra Alp Arslan'ın ordusu mensuplarını savaşa katılıp katılmamakta serbest bırakmasının onların şevkini daha da arttıracağı meydandadır. Hele bütün sıfat ve salahiyetlerini terk edip, kendisini de onlardan biri olarak ilan eylemesinin yaratacağı psikolojik havayı kestirmek güç olmasa gerektir. Zira Alp Arslan'ın ordusuna onlardan biri olduğunu söylemesi demek, aynı zamanda ordusunu teşkil eden her askere kendisi kadar kıymet verdiğini, diğer tabirle onların her birini kendisi seviyesinde telakki ettiğini göstermesi demektir.
Sayfa 278Kitabı okudu
Ne aydan geldik ne de yedi kat gökte yaşamaktayız. Şansımız, aynı zamanda da şanssızlığımız, dünyanın siyasal kavgalarla dolu bir köşesinde, Latin Amerika'da, üstelik sert darbelerin hiç eksik olmadığı bir tarih döneminde yaşamamızdır. Burada sınıflı toplumun çatışmaları zengin ülkelerdekinden çok daha acımasızdır. Dünya nüfusunun yüzde altısının hiç ceza görmeden tüm dünyanın yarattığı zenginliklerin yüzde ellisini tüketmesi karşılığında, yoksul ülkelerin ödediği bedel kitlelerin çektiği sefalettir. Hele Latin Amerika'da az sayıdaki kişinin zenginliğiyle büyük kitlelerin yoksulluğu arasındaki uçurum çok daha büyüktür; bu nedenle de bu farkı korumak için gerekli olan yöntem ve yollar son derece acımasızdır.
Reklam
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Bir kimse zor zamanda yardımını gördüğü kimsenin iyiliğini kendisi rahatlığa kavuştuğunda unutuyorsa onda “vefa” ve “şükran” duygusu bulunmuyor demektir. Bu kimsenin söz konusu davranışı "vefasızlık" veya "nankörlük" diye isimlendirilir. Dar zamanda el uzatanı, bolluk zamanında unutmuyorsak o zaman “vefa” ve “minnet” duygusu bizde mevcut demektir.
Yarım asra yakın ömrümde onlarca ölü gördüm, binlerce ölüm duydum; milyarlarca insan öldü ... Çoğunun ölümü de diğer insanların elinden oldu ... Anladım ki "insan"ın ölümüne dair haberler çoğu insanı ilgilendirmiyor bu zamanda ... Ama Müslüman, Yahudi, devrimci, ecnebi, mülteci, eylemci, simitçi falan olursa o zaman biraz başka ... İnsan olmak, tek başına dikkat çekmeye yetmez oldu artık. Hele bir de cesetler "kalabalık" ve "kanlı" olursa o zaman tüm şehvetli bakışlar oraya döner ve "ölü sayısının artmasından endişe ediyormuş" gibi yaparlar ... Duyarsızlık falan değil bu, düpedüz insanlıktan soyunuş ...
Bütün bu sebeplerle Osmanlıların son dönemlerinden itibaren başlayan dile (yani bilmeye, bilgiye ve düşünceye) müdahalelerden, sadeleştirme arayışlarından veya imlâya dair tartışma ve çalışmalardan bağımsız olarak ele alınamayacak Harf Devrimi sıradan bir şekil ve araç değiştirme veya okumayı kolaylaştırma çerçevesinde konuşulup tartışılabilecek
Sayfa 529Kitabı okudu
922 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.