Bırak, ışıldayan bir yara
bağışlasın bana sesini,
bırak da kinler büyüsün,
kafeslerin içimde ektiği,
bırak, uzlaşmazlık çıksın ortaya.
yıkımların doğurduğu.
Yaramın üstünde yürümeyi öğretti
bana cellâtın bıçağı.
Yürümeyi, hem de yorulmadan yürümeyi. Direnmeyi öğretti.
Direnmeyi.
Sayfa 49