Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şifacılık...
Yaşlı kadının dizlerini açık kalmış görünce, dizlerine dokunup soğuk değil mi? Üşümüyor musunuz? diye sorarken, Ayyy! diye irkildi. Hemen elimi çektim. Ne oldu? diye sordum. - Hayır hayır! elini çekme yine oraya koy. Hatta diğer elini de öteki dizime koy. deyince öyle yaptım şaşkınlık içinde kalarak. Sonra gözlerini kapattı ve bir rahatlama çöktü kadının üzerine. - Senin ellerinde ne var? Nasıl da iyi geldi.Sen şifacı mısın? dedi. Dizlerim için o kadar ilaç içiyorum,senin bu dokunuşun kadar rahatlatmadı. Lütfen biraz daha ellerin kalsın orada..dedi. Her zaman öyleydi ama son günlerde şifayı içeren her konuya ilgim arttı. Bitkisel şifalar, enerji şifası... insanın yöneldiği yerler aslında orada bir yaratımı gerçekleştirebileceği yerler oluyor...
Iyimserlik insanın kötü bir durumdayken her şeyin iyi olduğunu ileri sürmek çılgınlığına tutulmasıdır.(sizce?)
Reklam
Eğer bir roman yazacak olursam hayatın acımasızlığı üzerine yazarım. İnsan ne kadar neden sonuç ilişkisi kurmayı başarsa bile bir yerlerde duraksıyor. Modern bilmin ve postmodern dünyanın bizi getirdiyi bu noktada ruhumuzun en orijinal taraflarını kaybediyoruz. Her zaman keşke o günlere dönsek diyerek yaşıyoruz. Don Kixot gibi delilik yapanları gündeme getirmeyi, şaklabanlıklar yapanları konuşmayı seviyoruz. İnsan oğlu dikkat çekmek ister, fakat duyqularımızı kullandırmamız bizi yıpratır. Her ne olursa olsun empati yapmayı başaramıyoruz, affedemiyoruz bizi diğer acımasızlardan ayıran bir düyün noktası arayıp durdum hep. Qaliba insanın absürt yaşama dürtüsü hep sürecek. Belki hayatı sevdiyimiz anlara sıkısıkıya bağlandığımız için vazgeçemeyiz ama kötü günlerimiz de olmuyor deyil dimi...
Eski âlimlerin ileri gelenlerinden Theophrastos daima der idi ki: "Vakitten ziyade sevgili ve kıymetli hiçbir şey yoktur. Bunun için vakit ve zamanı kötüye kullanan müsriflerin diğer her türlü şeyi kötüye kullanışları ve israfları için sorumlu ve mahkûm tutulmalarından ziyade bu konuda sorumlu ve mahkûm tutulmaları gerekir." Geçmiş alimlerden birinin demiş olduğu gibi: "İnsanın en ziyade yalnız olmadığı vakit ancak yalnız olduğu zamandır. Zira insan tuzak ve hiddette diğerlerinin fikirlerinden ve mütalaasından ziyade kendi fikirlerinden ve mütalaasından faydalanır."
Her kitap insanda iz bırakır. İyi kitaplar iz bırakmaktan ayrı olarak, insanın kendisinde yeni izler oluşturma çabasına girmesine sebep olur.
Maksim Gorki
“Neden yaşıyorsun? Hiç sordun mu? Şu anda neden yaşıyorsun? Neden her sabah kalkıyorsun? Neden tüm güne yeniden başlıyorsun? Ve sonra yeniden, yeniden? Bu tekrar neden? Sebep ne? Şu anda, neden yaşadığına dair bir sebep bulamıyorsun. Bir şey bulsan da geleceğe dair olacak… Bir şeyin olacağına dair bir umut; bir gün ‘bir şey’ olacak. O günün ne zaman geleceğini bilmiyorsun; ne olacağını bile bilmiyorsun… Ama bir gün ‘bir şey’ olacak ve bu yüzden yaşamaya devam ediyorsun, hayatını sürdürüyorsun. İnsan yalnızca umut içinde yaşar ve bu yaşam değildir; çünkü umut demek düş demektir. Burada ve şu anda yaşamadığın sürece canlı değilsin. Sen, Ölü bir ağırlıksın ve bil ki! Tüm umut ettiklerini yerine getirecek o yarın asla gelmeyecek. Ölüm geldiğinde, ancak o zaman artık yarın olmadığını, artık erteleyemeyeceğini fark edersin; o zaman hayal kırıklığı yaşarsın, aldatıldığını hissedersin… Ama kimse seni aldatmadı; bütün bu kargaşanın sahibi sensin...Yaşamdaki bütün kargaşanın evet, insanın kendi eylemsizliğinde olduğunu ikinci aşamanın ancak karşı bir eyleme geçmekle olacağını söyler büyük bir tahrikkarlıkla..."
Reklam
Nietzsche diyor ki; “İnsanın kendine dayanabilmesi ve boşluğa düşmemesi için kendini gerçekten sevmesi gerekir." Her şey insanın kendini sevebilmesi ile başlar. Çünkü içinde olmayan şeyi başkasına veremez insan. Çünkü boşluğa düşmemek için kendine tutunabilmelidir en çok.
Ahlak her şeyden önce gelmeli
Ahlakın kaynak konusunda dinî' ve din dışı olmak üzere farklı teoriler bulunmaktadır Din dışı ahlâk teorileri şu bakımlardan eleştiriye tâbi tutulmustur: a) İnsan gerek ruhî gerekse fiziki şartların etkisiyle değişmektedir. Dolayısıyla İnsanın ‘ vaz' ettiği ahlâkî değerlerin mutlak olması mümkün değildir. Duygu, tutku • ihtiraslar olan böyle bir varlıktan her zaman rasyonel bir hareket beklemek isabetli değildir b) Din dışı ahlâk teorileri nihaî ahlâk prensiplerinin doğrulanmasında sabit bir Ölçütten mahrumdur. Bu, sonuçta ahlâkî relativizmi kabule götürür. Ahlâki Relativizm birbirleriyle çelişen iki temel prensipten meselâ adaletle zulüm, doğru ile Yanlış, namusluluk ile namussuzluk gibi davranışların her ikisinin de ayni anlamda Doğru olabileceğini savunmak demektir Oysaki ahlâk prensiplerinin fonksiyonlarını icra etmeleri ancak evrensel olmalarıyla mümkündür. Bu itibarla ahlâkî prensiplerin aşkın (müteâl-transandantal) bir Varlıkla irtibatlandırılmaması halinde evrensellikten söz edilmesi mümkün değildir, bir başka ifadeyle "Mutlak varlik olan Allah'in her seyi mutlak olduğundan, koyduğu değerler de mutlak olmakta böylece değişmez ve sabit değerlere bağlı olarak doğan ahlak ilkeleri de evrensel olmaktadır. Şöyle de denebilir; Eğer insan her şeyi yaratam bir tanrının varlığına inanıyorsa varlık düzeyinde hiç bir şeyin atonomluğuna sahip olduğunu söyleyemez.Eğer bugün bildiğimiz ve tanıdığımız yapıda bir insan olmasaydı, elbette tanıdığımız ve bildiğimiz bir anlamda ahlakda olmazdı
Dünyada olabilecek her bir olay için misal aleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler söyleyin ki güzel ihtimaller uyansın. ...İnsanın kaderine müdahalesi buradadır. .....
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Thomas Henry Taylor
Thomas Henry Taylor
Malamander
Malamander
Gargantis
Gargantis
Shadowghast - Karakasvet
Shadowghast - Karakasvet
Festergrimm
Festergrimm
Mermedusa
Mermedusa
Malamender'in kitap serisini okudum(Aslında Mermedusa'yı hala okumaya çalışıyorum.) Seri çok popülerdi bende bu yüzden kitap fuarından almıştım. Aslında ilk başta okurken her şey gayet güzeldi ama işler 4. kitabı okumaya devam ederken sıkmaya başladı. Bence gereksiz uzatılan bir seri,daha kısa olabilirdi. Kitapların hepsi çok monoton tek değişen şey gizemi ama o bile bıktırıcı çünkü 2. kitaptan sonra anlayabiliyorsun her şeyin ardından Yılanbalık çıkıcak. Çok tahmin edilebilir ve artık okuyası gelmiyor insanın. Bence serinin aşırı derecede övülecek bir şeyi yok. Şu an Mermedusa'yı okumaya devam etmemin tek sebebi serinin son kitabı olduğu için sonunda bazı sırların ortaya çıkacağı. Bence seri fazla uzatılmasaydı okuması keyifli kalabilirdi.
Reklam
“Ahlaklı olmanın ilk şartı, temeli, insanın her şeyden ve dünyalardan değerli, hürmete layık olduğunu kabul etmektir. İnsan, insanlık düşmanı olmadıkça bu değerini muhafaza eder. İnsana dokunulmaz, hürriyetlerine el sürülmez. Hiddet, hak ve adalet talebinden ileri giderse bizzat kendisi haksızlıktır, hakarettir. İnsana tahakküm edilmez, insan esir edilmez, insana zulüm edilmez. İnsanlık cevherimize yakışmayan her şey bize zulümdür. Yapmamız lazım gelen ilk iş, Garbın aşıkı değil, insan ruhunun müptela aşıkı olacak bir zümre yetiştirmektir. Aşkın ve dinin bulunduğu yerde insan pek büyük bir varlıktır.” Garbın İlim Zihniyeti ve Ahlak Görüşü Nurettin Topçu
ben tanrının güzelliğinden armağan edilmiş bir kulum ve onun kaleminden düşen minik bir mürekkep damlasıyım. Tanrının defterindeki en güzel şiir insandır ve Her insan kendi defterinde en güzel şiirdir. Her insanın yazdığı şiirlere layık olan yine kendisidir..
Not
İnsanlar tarafından kutsal atfedilen her şey sahibini bağlar... Sahibi olan her şey zaafa uğrar... Sorulan sorunun cevabına göre tipine bakarım insanın... Herhangi bir şekilde ıııımmmm diye ara gaz çekiyorsa yolunu açık ederim...
Susmak birşeylerin anlatımıysa Şüphesiz en anlamlı şeydir Uzak dağ yalnızlığını anlatmak Ürpertse de bir şairi her zaman İnsanın en görkemli yanı yaşamak Ve susmak belki de İkisi de sevgiler kadar anlamlı Susmak birşeylerin anlatımıysa Şüphesiz en iyi anlatıcıdır..
Ahmet Telli
Ahmet Telli
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.