Gitme..
Gecenin karanlık kucağına bırakma beni! Taş duvar her yer, Bütün şehir yalın ayak, Kimsesiz güvercinler, Gitme! Kanatsız yaralı bir kuşum yokluğunda, Nereye çarpsam yüzün, Nereye dönsem sevda yüklü bu hüzün Gitme!..
“Muasır Frenk şairlerinden biri kendisi için: ‘Ben suya taş atan adamım’ diyor; buradaki sudan maksat ammenin ruhu değil midir? Şair bir havuz kenarında eğlenen bir çocuk gibi, bu suya taşlar atıyor ve her taş, kendi sıklet ve cesametine göre birtakım halkalar açarak ve sesler çıkararak suyun dibine dalıyor. Ey Türk şairi! Senin taş attığın yer ise, hiç dalgalanmayan ve hiç ses vermeyen karanlık ve ıssız bir boşluktur.”
[
İçinizden hiçbirinize ait hissedemiyorum
Davanıza davam diyemiyorum
Bilemiyorum, sorun bende mi?
Ne yapsam kendimi?
Anlatsam derdimi
Yarından umudum yok
Aslında sorum çok ve cevaplar sayfalar dolusu önümde
Ne kadar görmek istesem de gözümle
Her yer karanlık..
Her yer karanlık umutlarım gibi
Sana gelen yollar gibi zifiri karanlık
Dipsiz bir kuyulardayım
Elimi tutan yok
Çıkmazlardayım
Derinlerde
Senin olmadığın her yerdeyim
Çıkmıyor sokaklar sana artık
Her yer sensiz
Öksüz kalmış bir çocuk gibi
Elleri üşümüş gözü yaşlı
Umutları kursağında kalmış
Ve Sana dair ümidi yetim
Bütün boşluk: Yer boş, gök boş, kalb ve vicdan boş;
karşımda bir nokta kalmamış ki, tutunabileyim.
Karanlık: Her taraf, her şey karanlık hazin bir zulmet!
Karanlık: İdrak, zeka, akıl, mana hep zulmet içinde.
Kulübeye uzun zamandır kimsenin gelmediği etraftaki örümcek ağlarından anlaşılıyordu. Gerçi zifiri karanlık tek odalı bu yerde doğru düzgün önümü bile göremiyordum. Yine de dolunay sayesinde az da olsa içeri sızan ışık hüzmelerinden faydalanmaya çalışıyordum. Gözlerim karanlığa iyice alıştıktan sonra ağır hareketlerle eşyaları kontrol etmeye
Hiçbir şey yapmadan seni düşünmekteyim
Davacı olmuş kaybolan zamanlarım
Sensin ruhumun kapılarını çalan
Her yer çok karanlık inci tanem
Kapıyı bulamıyorum.
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
"Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştır
Zavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştır
Kas ve kan ve deri ve kemikler
Zayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırt
Onaltı ton yüklersin, eline ne geçer
Daha da yaşlanıp daha da borca batarsın
Aziz Peter beni çağırma çünki gidemem
Ruhum şirkete zimmetli
Güneşin ışıldamadığı bir sabah