Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hem hiçbir yerde mutlu değilim, hem her yerde mutluyum. Hiçbir şey arzulamıyor, hiçbir şey istemiyorum.
Hangi yolu seçsem diğerini yitirecektim. Yürüdüğüm yoldan geri dönmeye kalksam, az evvel seçmeyip boynu bükük bıraktıklarımı aynı yerde aynı halde bulamayacaktım. Her şey değişmiş, aramıza küskünlükler girmiş olacaktı sanki.
Reklam
Her yerde sadece benim değişmez bir şekilde dışında bırakıldığım mutluluğu görüyorum. Ben yardımsever ve iyiydim; acı beni bir iblis yaptı.
Her yerde güzelliğinle mağlup ettiğin zaman, bir ölüden farksız şimdi.
Sayfa 251 - Mihriban'a Mektuplar - Zamanı Aşmak SeninleKitabı okuyor
Zaman böyle bir şeydir; ileri geri döner durur. Yakınlıklar uzaklıklarla yer değiştirir. Sonra o uzaklıklar başka bir yerde, başka bir şekilde tekrar yakınlık haline gelir. Galiba olgunlaşmak diye buna diyorlar; her şeyi kabul etmeye başlıyorsun...
Her şey burada bozuldu ve bütün İslâm âlemini bozdu; şimdi herşey yine burada düzelmelidir ki, her yerde düzelsin...
Sayfa 164 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tam bir münzeviydi; onu avutacak kafa dengi tek bir arkadaşı bile yoktu - burada birisi ile hiçbirisi arasında, İsa ile hiç arasında olduğu kadar bir sonsuzluk vardır. Gerçek bir dosta sahip olanlar, yalnızlığın ne demek olduğunu bilmezler, - çevrelerinde tüm dünya onlara düşman olsa bile. - Ah, çok iyi anlıyorum, bilemezsiniz siz yalnız kalmanın
Sayfa 17
Yaşam hakkında, tüm zamanlarda en bilgeler hep aynı yargıya varmışlardır: Değmez... Her zaman ve her yerde aynı ses duyulmuştur ağızlarından, — kuşku dolu, efkâr dolu, yaşam yorgunluğu dolu, yaşama karşı direnme dolu bir ses. Sokrates bile demişti ki ölürken: "Yaşamak, uzun süre hasta olmak demek: Kurtarıcı Asklepios'a bir horoz borçluyum." Sokrates bile bıkmıştı. Neyi kanıtlar bu? Neye işaret eder bu? Eskiden denilmişti ki, (ah, dediler bunu, hem de yeterince yüksek sesle ve bizim kötümserlerimizden önce!): "Burada her halükârda bir hakikat payı bulunmalı! Consensus sapientum, hakikati kanıtlar." — Bugün de hâlâ böyle mi konuşacağız? hakkımız var mı buna? Burada her halükârda bir hastalık payı bulunmalı!" Biz de yanıt veriyoruz: bu tüm zamanların bilgeleri, onları önce bir yakından görmeli! Belki hepsi de ayaklarının üstünde sağlam duramıyorlardı artık? Geç? Sallantılı? Dekadanlar? Yoksa bir karga gibi mi görünür bilgelik yeryüzünde, en ufak bir leş kokusuyla heyecanlanan?
Zorbalık her yerde zorbalıktı ve bu işin en belirleyici özelliği de güçsüzler üzerinde güç kullanmaktı. Bir çocuktan daha güçsüzü olabilir miydi?
Sayfa 72 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
Yurda yenilik getirmek, halka ışık götürmek yalnız sizde değil, eskiden beri her yerde zordur! Bizim mitolojideki Prometeus öyküsünü düşünün. O zaman ışık yalnız Tanrı Zeus’un sarayında var; başka hiçbir yerde yoktu. Akşam olunca insanlar karanlıkta kalırdı. Prometeus, Koca Tanrı Zeus’un sarayından ışığı çalıp ovadaki köylere dağıttı. Halkın kulübeleri de ışığa kavuştu. Tanrı Zeus, Olimpos Dağı’nın başından bunu görünce çılgına döndü. Nasıl olabilir? Kim yapar bunu? Araştırıp soruşturdu. Meğer Prometeus yapmış. Yakalatıp Kafkaslar’daki kayalardan birine bağlatıyor zincirle. On yedi gün arayla bir kartal gelip ciğerini gagalıyor. Yara kabuk bağlamak üzereyken kartal yeniden geliyor, yeniden gagalıyor. Çok büyük bir işkence. Sonunda Prometeus’un oğlu Herküles büyüyor da, babasının zincirlerini söküyor, onu işkenceden kurtarıyor. Halka ışık götürmek hiçbir yerde kolay değildir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.