“Senin sorunun…” diye başladı. Vhalla’nın, tek ışık kaynağı olan, prensin omzunun üzerinde uçuşan büyülü alevi yakından takip etmekten başka şansı yoktu. “…tamamen kitaplara güveniyor olman.”
“Bunda yanlış olan ne?” diye sormak zorunda kaldı. Prens durdu ve topuklarının üzerinde dönerek Vhalla’ya tepeden baktı. “Yanlış şu, kitaplardan bir şeyleri gerçekten nasıl yapacağını öğrenemezsin.” Kızın açık kalan ağzını görmezden gelerek, “Kitaplar ilkeleri, teorileri ve kavramları öğrenmek için başlangıç noktasıdır. Zihnin anlasa da kendin gerçekleştirmediğin sürece bedenin bilmez. Harekete geçip üzerinde çalışmadığın sürece ellerin emirlerine uymaz. Deneyim çok daha iyi bir öğretmendir.” diye devam etti.
Ve ister misin dile getirmemi
Sana olan sevgimi, bulmamı yeterli sözleri
Ve meşaleyi tutmamı dışarıya, rüzgar çok sert olduğunda
Yüzlerimizin arasında, ikisine de ışık değmesi için-
Bıraktım ayaklarının ucuna. Öğretmemem kendi elime
Irak tutmasını ruhlarımı, benden çok ama çok
Uzaklarda -ben- Kanıt getirmeliyim sana
Kelimelerle, içimde saklanan aşkın ulaşılmazlığından dolayı.
Hayır, Bırak da kadınlığımın sessizliği
Kadınca aşkımı emanet etsin -senin inancına-
Görünce mağlup durduğumu, ne kadar kur yapmış olsam da,
Ve hayatımın giysisini yırttığımı, kısaca
Birlikte en korkusuz, sessiz metanetle
Yansıtmasın bu yüreğe, bir dokunuşun kederini.