“zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim”
Mataramda Tuzlu Su – İsmet Özel
Hangisinin yalnızlığı kıymetli? Helmholtz’unki mi, Bernard’ınki mi, Lanina, Mustafa Mond, Linda, hangisininki? Yoksa Vahşininki mi hakiki bir yalnızlık? Hepsi yalnız da bizim günümüzdeki yalnızlığımıza eşdeğer olan hangisinin yalnızlığı
E-book olarak okumak İsterseniz.
drive.google.com/file/d/1upa9t7o...
Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Meksikalı yazar Juan Rulfo'nun 1953'te yayınlanan bu güzel eseri, ana karakterimiz Juan Preciado'nun ölüm döşeğindeki annesinin elini tutması ve annesinin ona Comala’ya gidip babası Pedro Paramo’yu bulmasını söylemesiyle başlar.
Hikayemiz içerik olarak; geçmiş, şimdi ve gelecek zaman örgüsünde ilerler. Kitabımızı sayfa adedinden ötürü kısa zamanda okuyacağını sanan herkes yanılır. Çünkü; gerçekten çok zor okunan ve dikkat gerektiren bir eserdir.
Bu şahane kitap, İspanyolca kaleme alınmış Don Kişot'tan sonra en büyük eser olarak görülür. Ve Latin Amerika Edebiyatına mensup birçok yazarı düşünsel anlamda etkilemiştir. Özellikle Gabriel Garcia Marquez, Pedro Paramo'nun ne denli kusursuz bir eser olduğunu her fırsatta belirtmiştir. Hatta; şahsi fikrimiz, Yaşar Kemal'in de bu şahane kitaptan aşırı derecede etkilendiğidir.
Bilinç akışının müthiş bir örneği olan Pedro Paramo'nun içerisinde birçok olgu ve duyguya dair mükemmel tespitler olmasına karşın belki de en güzeli şudur; "yaşarken insana ayaklarını hareket ettiren yegane şey, öldüğünde bu ayakların onu farklı bir yere götürecekleri beklentisidir. Ama eğer bir kapı kapatılır ve açık kalan sadece cehennemin kapısı olursa, o insan keşke hiç doğmasaydım diye düşünür.”
Pedro PáramoJuan Rulfo · Yapı Kredi Yayınları · 20051,309 okunma
“İnsanların gözünde Tanrı’nın bir çok yüzü vardır; yine de herkes kendi gördüğünün gerçek olduğuna yemin eder. Yine de hepsi yanılır, çünkü hepsi haklıdır.”
Kabuk bağlamayacak kadar derinde bir yara. Iyi olur olmasına da izi kalır. Acısının geçmesi çok uzun zamanlar alır.
Peki bu yarayı açmaya değer mi?
Her zaman duyarız etrafımızdan yürümüyorsa zorlamayın.
Peki zorlamazsak yürür mü?
Fizik kanunlarına girmeyeceğim. Ama etki olmazsa tepki de olmaz. Bir ilişkiden çıksak yola. Çabalanmadığı yada