Ha Brezilya ha Ortadoğu.. piyano önemli:⁠-⁠)
- Meslek sahibi kız istemem. Sörlerin okuluna gidecek, dikiş, okuma, hesap ve biraz da piyano öğreneceksin. Başka şeye ihtiyacın yok. Meslek ya da unvan edinen bir kadının aklı başından gider, kendini uçuruma sürükler.
Sayfa 281Kitabı okudu
Şanslı olmanın ne demek olduğunu anladım - günde üç dakikalığına da olsa iyi bir insanla karşılaşmaktı şanslı olmak. O kadar çok zamanım var ki benim – hesap edilebilir. Günde 24 saat var, yarısı gece, geriye 12 saat kalıyor. 12 saati 60 dakikayla çarptın mı 720 dakika ediyor, ve bunun sadece üç dakikası iyilikle geçiyorsa, geriye kötü ve sıradan insanlarla dolu 717 dakika kalıyor. Zarar görmek istemiyorsan, bunun farkında olmak zorundasın.
Reklam
Saraylarda çevrilen entrika, nefret ve diğer belaları bir yana bırakacak olursak, en nihayet onun da tepesinde nihai kral vardır ki günün birinde o da ondan hesap soracaktır.
Sayfa 93 - İş Bankası Kültür Yayınları / 20. Basım / Çev. Yücel SivriKitabı okudu
Yığınlar sabrı kabuğuna çekilme, başına gelene razı olma, tembellik ve teslimiyet olarak anlar. İnsanların çoğu için sabır aşağılanmaya, horlanmaya razı olmak, süklüm-püklüm köşesine çekilmektir. Yığınlar için sabır, kuzunun kurda teslim olmasıdır. Düşünenler ise, her bir eylemlerinden hesap sorulacağının bilinci içerisindedirler. Sürü psikolojisiyle değil birer şahsiyetli insan olarak davranırlar. Onlar güdüleriyle iş yapmazlar. Onları harekete geçiren kafaları ve kalpleridir. Onun için de sabrı direniş olarak algılarlar. Ulu'l-elbab için sabır, siperleri kaybetmeme mücadelesidir. Akıllılar için sabır, hakta olmanın, haklı olmanın bedelini ödemektir. Çünkü akıllı olanlar iyi bilirler ki, direnenler kazanacaktır.
Merhaba
Dünyanın ucunda bir gül açılmış Efil efil esen yele merhaba Karanlığın sonu bir ulu şafak Sarp kayadan geçen yola merhaba Gün be gün yüreğim ulu yalımda Engel tuzak kurmuş bekler yolumda Zulümlerde işkencede ölümde Bükülmeyen güce kola merhaba Acıda kahırda çekmiş geliyor Güneşten boşanmış kopmuş geliyor Bir ışık selidir sökmüş geliyor Nazım usta coşkun sele merhaba Alınacak Anadolu'nun öcü Yerde kalmıyacak çekilen acı Açıldı geliyor şafağın ucu Şu doğdu doğacak güne merhaba Selam olsun dört bir yana merhaba Akan kana düşen cana merhaba Hesap sorulacak güne merhaba Türküler söyleyen dile merhaba
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
Bir Dua Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla! (İbrahim, 14/41)
Reklam
Zamanın kıymetini takdir edip onu kalbi bir teyakkuz içinde değerlendirmenin mecburiyetini bildiren hadis-i şeriflerde şöyle buyrulur: "Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayatını!" "Kıyamet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayaklan yerinden kımıldamaz: 1. Ömründen; onu ne ile yok etti? 2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü? 3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti? 4. ilminden; onunla ne yaptı?" "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit . " ... Muaviye bin Kurre -rahmetullahi aleyh- de; " Kıyamet günü en şiddetli hesap , boş vaktin hesabıdır ." buyurmuştur.
Sayfa 124 - Otto YayınlarıKitabı okuyor
Ödenmemiş bir hesap vardı aramızda. Ama sorun şuydu ki, ikimiz de kendimizin alacaklı olduğunu düşünüyorduk.
Hesap yapacak kadar zamanımız yok. Yarın bir anda geliyor ama sandığımızdan çok uzak. Bugünü yaşamalı insan yarını hayal edebildiği kadar.
Toplumun acı veren hesap ve kıyaslarından ve kendi cinsini esir eden adet ve batıl inançlarından korunmuş olarak ilk halinde kalmış bu adamın bahtiyarlığına nasıl bir takdir ve şevkle hasret duyuyordu.
Reklam
“Sosyal medyada aktif değilim. İnsta hesabım bile yok. Genelde kitap okurum. Hatta 1K hesabım var, senin de var mı? Aa harika! Hesap adın ne yakışıklı?” :D
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
mezuna kalacağını anlayınca hesap açan bir oruspu.
Guguk kuşu, ahlak kavramıyla bakan insan gözünde tam bir liyakatsizlik örneğidir. Çiftler sadece üremek için bir araya gelir, sonra da ayrılırlar. Dişi, başka bir türün yuvasında yumurtlar, ardından çekip gider, hesap kapanmıştır. Guguk kuşu tarafından, kendi türünden olmayan bir yavruyu beslesin diye katakulliye getirilen ev sahibi aileye düşer vazife. Yavru çoğunlukla onlardan dört kat büyüktür ve başlangıç olarak kardeşlerini itinayla yuvadan atarak bertaraf eder. Buna rağmen ev sahibi aile, üreme içgüdüsüne kapılarak, guguk kuşu yavrusuna karşı görevlerini yiğitçe yerine getirir. Şunu da kaydetmek gerekir. Bu guguk kuşu hikâyesi dışında, kuşlarda hem aynı türden hem de türler arası bu sefer gönülluğe dayalı birçok evlat edinme vakası görülür. Insan, evlat edinebilen tek varlık değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.