Aldous Huxley'in kaleminden çıkan en bilindik ve en güçlü eser, kendi distopyasını yaratan bir ütopya. Cesur Yeni Dünya; Platon'un Devlet'ini, Yeni Ahit'in Vahiy Kitabı, More'un Ütopya'sını, H.G. Wells'in Zaman Makinesi'ni ve Jonathan Swift'in Gulliver'ın Gezileri'ni ata edinmiş ve içinde hepsinden bir parça barındırmış.
Aydınlatıcı, şaşırtıcı kısımları olduğu kadar iğneleyici kısımları da çoğunlukta. Aile kavramını yozlaştırıldığı hatta anne kelimesinin bile müstehcen görüldüğü, Tanrı'nın yerini Ford'un aldığı, tek bir insana bağlılığın yasaklandığı herkesin herkese ait olduğu, huzursuzluğa ve mutsuzluğa yer vermeyen, kimsenin yaşlanmadığı, insanların makinelerle ve sınıflara ayrılarak üretildiği bir yaşam. Bu ütopya bizim doğrularımızı tamamen ters düz edecek şekilde kurgulanmış. Ve bu şehrin dışında teknolojiden, temizlikten ve bu ütopyanın olağan düzeninden uzak bir yaşam süren bir topluluk daha bulunuyor. Olaylar bu iki topluluğun karşılaşması üzerine gelişiyor. Kitaba sonradan eklenen Vahşi karakteri ve yaşadıkları benim en çok ilgimi çeken kısım oldu sanırım.
Geçmişimize, şimdimize ve geleceğimize farklı bakış açıları katacağı bir gerçek.
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma