Kiniklerin en meşhuru: Sinoplu Diyojen
Diyojen, değer yargılarının yozlaştığı üzerinde ısrarla durur. Örneğin, göze hoş görünsün diye yapılan bir heykel üç bine satılırken, bir ölçü arpa ununun iki tunç paraya gittiğine ve insanı hayatta tutmaya yettiğine dikkat çeker. En iyi aperatifin açlık olduğuna inanırdı. Acıkmadan ya da susamadan bir şey yiyip içmediği için de en pahalı yemeklerden duyulan hazzın çok daha fazlasını bir arpa kurabiyesini paylaşmaktan alır, bir yudum kaynak suyunu Thasos şarabına kıyasla daha büyük bir zevkle içerdi.
Sayfa 31 - 2: İlk stocılar
Geçen Bir Kadına
Kulakları sağır eden sokak uluyordu çevremde İnce, uzun, kara yaslı, kocaman bir ıstırap Bir kadın geçti, deddebeli bir elle Kaldırıp sallıyarak işlemeli eteğini Çevik ve asildi heykel bacağı ile Ben, içiyordum, büzülmüş bir acayip insan gibi Gözünde, fırtınanın filizlendiği bu kara gökte Büyüleyen tatlılığı ve öldüren zevki Bir şimşek...sonra gece!_ Ey bakışı ansızın Beni yeniden dünyaya getiren kaçıcı güzel kadın Artık göremeyecek miyim seni ebediyen? Başka yerde burdan çok uzak! Çok geç! Belki de asla! Bilmem nereye kaçıyorsun ,bilmezsin nereye gidiyorum zira Sen, ey sevmek istediğim, sen ey bunu bilen! BAUDELAIRE
Reklam
Tanıştığım günden beri enginle Bir taşın üstünde hayale daldım. Bulacaksın koymuş gibi elinle, Ben nerde doğmuşsam o yerde kaldım. Kimi esti başucumdan yel gibi, Kimi sızdı bir toprağa sel gibi... Yalnız ben, alçıdan bir heykel gibi Sonsuzluğu dinlemekten tat aldım. Ses topladım, renk topladım derinden, Geniş his ve hayal bahçelerinden... Fakat artık en görünmez yerinden, Yaralanmış bir kap gibi boşaldım.
Sayfa 132 - Kitabın "Alçıdan Heykel" şiirindenKitabı okudu
Heykel
alnın toprakla ulaştığı olur diyorum ulaşılmak istenene ulaşmak için ulaşılmak gerekene ulaşmak için alnın toprağı aştığı da olur diyorum
Sayfa 40 - Yapı Kredi Yayınları, Genişletilmiş 2. baskı: İstanbul, Nisan 2011
Heykeltraş Rodin’in çok hoş bir tespiti var: “Ben mermer kitlenin fazlalıklarını attım.” diyor yaptığı heykel için.
Boşluk
"Boşluk" adı verilen bu heykel, yas tutan bir ebeveyn tarafından yapılmış. Heykel, çocuğunu kaybettikten sonra bir ebeveynin ne hissettiğini tarif eden en etkileyici girişimlerden biri. Gürcistan/Batum...
Reklam
Hıristiyanlıkta Put'a Tapmak – Misyonerin Gözünden
Hz. İsa'nın gerçek boyutta bir heykelini bir haça bağlı olarak bu platforma çıkararak oraya dikerler. Bu heykel Paskalya pazarına kadar orada kalır. Bu âdetler ne kadar yanlış ne kadar aptalca geliyor! Halbuki Hz. İsa'nın havarileri ona olan sevgilerini bu şekilde değil sözlerini ileterek göstermişlerdir.
Sayfa 12 - Hrıstiyanlıkta put'a tapmak günah olmasına rağmen çoğu Hıristiyanlar azizlerin ve İsa'nın heykellerine ve çarmıha gerildiği haç'a dua edip taparlar. Üstteki alıntıyı bir misyonerin söylemesi şaşırtıcı değildir çünkü dinlerine daha hâkim olan insanlardır.Kitabı okuyor
Öğleden sonra kasaba meydanında icrayı faaliyete başlayarak gözüme ilk çarpan hususu size tevcih etmeye karar verdik. Hepinizi malumu olduğu üzere bir kasaba meydanında meydanı meydan yapan başlıca dört unsur vardır: bunlar sırasıyla heykel, hükümet konağı, çiçek tarhları ve kırmızı balıklı havuzdur.
Sayfa 155Kitabı okudu
Çoğu zaman anne babalar küçük çocuklarını susturmak adına tavizler verirler. Ağlamasın, üzülmesin diyerek onlara her istediklerini sunarlar. Böyle bir durumda çocuk neyi öğrenir? Ben ağlarsam her istediğimi alabilirim? Bu isyankâr tavır karşısında anne baba olarak direnmek kolay olmaz. Ancak sergilenmesi gereken güçlü duruş tıpkı bir heykel inşa etmek için yoğurulan çamur gibidir, çocuğun kişiliğinin sağlamlığı anne babanın sergileyeceği güçlü duruştan gelir.
Pdf
Sordum kendi kendime ne yapılabilir çamurdan. Heykel. Acılardan? Aşk. Yoksulluklardan bir devrim bile yapılabilir. Ama hiçbir şey hiçbir şey yapılamaz ayrılıklardan.
Reklam
6. Yüzyılda Ksenophanes insan merkezci çoktanrıcılığa yıkıcı bir kesinlikle karşı çıktı: Eğer atlar ve öküzlerin elleri olsaydı ve çizim ya da heykel yapabilselerdi, atlar tanrıların şekillerini at gibi resmederdi, öküzler de öküz gibi
Proserpina'nın Kaçırılışı Gian Lorenzo Vergini, 1621 (detay)
... hiç duymamış gibi buzdan, taştan, tahtadan, sesi ve duyguları olmayan ne varsa onların hepsinden yapılmış bir heykel gibi.
Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı. Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı. Sabahattin Ali
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.