“kim bilmiyorum ama bu dünyayı yaratan adamdan hiç hoşlanmıyorum.”
Ben onu durduramadan defterimi kapıyor ve tertemiz bir kâğıdın bir köşesini koparıyor. Dişlerimi sıkıyorum, ama ona defolup gitmesini söyleyemeden kalemimle bir şeyler karalıyor ve kâğıt parçasını bana doğru itiyor. "Romanınızda Rachel adında bir kadına yer vermelisiniz." Kâğıtta, kadının adı ve numarası kabarık ve dikkatli bir yazıyla yer alıyor. "Kız arkadaşım bundan pek hoşlanmazdı." Omuz silkiyor, hiç rahatsız değil. "Kız arkadaş, eş değildir." Demek böyle bir kadınla uğraşıyorum.
Reklam
"kaç güneş battı o gecede bilmiyorum ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi. bir söz, kaç güneş batırır o zaman ögrendim."
Dönüp ters yöne doğru gittiğinde, Dr. Shea'nın ağzından çıkan boğucu sözlerle kıpkırmızı kesildiğimden emin bir şekilde arabama yöneliyorum. O muhteşem, mükemmel, erotik ağız. Anahtarlığımı çıkarırken donup kalıyorum ve bakışlarımı omzumun üzerinden geri çeviriyorum. Ama kampüs boyunca ilerleyen öğrenci ve öğretim üyesi kalabalığının içinde kaybolmuştu. Ona ilk adımı hiç söylemedim.
Evet, birbirimizi yanlış anlamaya başlıyoruz Milena. Sen, sana yardım etmek istediğimi sanıyorsun, ama aslında ben kendime yardım etmek istemiştim. Bu bahsi kapatalım. Ayrıca hatırladığım kadarıyla senden hiç uyku ilacı istemedim.
Sayfa 87
"Bana anlaşıldığımı hissettirecek şekilde yazıyor. Dünyada başka hiç kimsenin hissetmediği bir şekilde. Annem ya da en iyi arkadaşım bile, ki onlar benim hakkımda her şeyi bilirler. Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ve muhtemelen sadece parasosyal bir ilişkiyi yansıtıyorum, ama S.T. Nicholson bana akraba bir ruh gibi geliyor. Sanki tanışsak birbirimizi anlayacakmışız gibi." Şu anda gevezelik ediyor olsam da öğrencimin gülümsemesi hiç bozulmadı. Benden uzaklaşmak için bir bahane arayan gözlerinin etrafta gezinmemesine şaşıyorum. Aslında, bir şekilde benim hayranlığım onu tamamen mest etmiş durumda. hiç duymadığı bir yazar için.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.