Ölümün saati yok.
Yanınızdaki kişiye değer verin ,
kırmayın onu.
Durup , sevdiğinizi söyleyin , özel hissettirin.
En ufak bir şeyde bitti demeyin , ağlatmayın , üzmeyin.
Neden mi ?
Çünkü ölümün saati yok.
Sen de diğerleri gibi pek çok yanlış yapıyorsun. Yanlışların bazılarından kaçınsan da hata yapmaya meyillisin hâlâ. Korkaklıktan , başkalarının ağzına düşmekten ya da bunun gibi bir şey yüzünden hata yapmaktan çekiniyorsun sadece.
Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parça uzaklaş kederlerinden.
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
Mehtabın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka alemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.
Tahir olmak da ayıp değil
Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
Bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
Yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
Meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil
Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
Ama o bunun farkında değildir
Ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil
Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet