5. Hikmet Ey sâlik, senin rızkını Allah Teâlâ üzerine almış ve buna kefil olmuşken, ezelde takdir edilmiş rızkın için çalışıp çabalaman ve senden istenen amel ve ibadetlerde tembellik ve.gevşeklik göstermen, kalp gözünün körlüğüne delâlet eder. Hûd suresinin 6. ayetinde belirtildiği üzere rızık, bağış ve ihsan suretiyle Cenab-ı Hakk'ın kefilliğindedir. Virdlere, zikirlere, ibadete ve taate devam etmek insanın yaratılış sebebidir. Kula lazım olan Hakk'a hizmet ve kulluk etmek, Hakk'a düşen de karşılığını verip yardım etmek olduğu halde, istenen vazifeyi bırakıp gerçek âmirin işlerine karışmak, lâzım olanı bırakıp lüzum- suzla uğraşmak, basiret nurunun kaybolduğunu göstermez mi? "Şunlar nasıl insanlar ki, bozguncuları saygın ve şerefli sayarlar; ibadet edenleri hor görürler. Kur'an'ın arzularına uygun olan hükümleriyle amel ederler de heva ve heveslerine ters gelen hükümlerini bilmez ve görmezden gelirler. Allah'ın kitabının bir kısmına mü'min, bir kısmına kâfır olurlar. Takdir edilmiş kader, belirlenmiş ecel ve ayrılmış rızık gibi çalışmaksızın idrak olunacak işler için gayret edip çabalarlar da çalışmaya bağlı olan; karşılığı bol, makbul ve çok kârlı şeylerde çalışmayı bırakırlar." Dünya işlerinde rızık için çabalayanlar, Hakk'ın rızasını kazanmaya da çalışsalar hem rızkı, hem Rezzak'ı elde ederek iki yönlü olsalar, daha fazla mutlu olmazlar mı?
Sufi kitap
Duanın kabulünün gecikmesi ümitsizlik ve usanç vermemelidir. Mademki Mü'min suresi 60. ayetinde duaya icabet edeceğini vaat etmiştir, kabul eserlerinin erken veya geç ortaya çıkmasında başka hikmet bulunduğu düşünülmelidir. Hekim hastanın istediği gibi değil, hastalığın gerektirdiği şekilde tedavi eder. Cenab-ı Hak da bu hikmet şifahanesinde tabii hallerin ve nefsanî arzuların hastası olan kullarına tedavi kabilinden olan icabet eserlerini, onların istediği şeylerde değil, onların menfaatine kendi seçtiği yerde, onların dilediği vakitte değil, kendi dilediği zamanda ortaya çıkarır. Kulların acele etmesi, ilâhî takdiri çabuklaştırmaz, onların gecikmesi geciktirmez.
Reklam
İmam Gazali Hazretleri demiştir ki: "Hikmet en yüce varlığı en değerli ilimle kavramaktır. Hikmet ilimlerin en büyüğüdür. İlmin büyüklüğü de bilinenin büyüklüğüne bağlıdır. Allah'tan daha yüce ve üstün varlık yoktur. Kim Allah'ı tanırsa, her ne kadar diğer bilinen ilimlerde kudreti az, lisanı ve beyanı kıt ise de hakîmdir. Cenab-ı Hak: 'Kime de hikmet verilmişse ona büyük hayır verilmiştir. Bunu ise yalnız akıl sahipleri anlayabilir.' (Bakara/269) buyurmuştur. Evet, kim Allah'ı tanırsa onun sözü başkalarının sözüne uymayabilir. Çünkü onun sözleri küllî ile ilgilidir, cüz'iyatla ilgisi pek azdır; geçici olan dünya faydalarıyla alakası yoktur, ahiret menfaatlerine dairdir."
Sayfa 8 - Sufi kitapKitabı okuyor
“Duada ısrarcı olduğun halde (Allah’ın karşılık) verişinin gecikmesi seni ümitsizliğe sevk etmesin. Allah, senin için seçtiği şeyi sana verir, senin kendin için seçtiğini değil. Ve istediği vakitte verir, senin istediğin vakitte değil.” 6.Hikmet
“Hikmet müminin yitiğidir bulduğu yerde alır.” Hz. Muhammed (sav)
“Allah hikmeti dilediğine verir; kime de hikmet verilirse, ona bol bol hayır verilmiş demektir” bakara, 269
Reklam
Duanın kabulünün gecikmesi ümitsizlik ve usanç vermemelidir. Mademki Mü'min suresi 60. ayetinde duaya icabet edeceğini vaat etmiştir, kabul eserlerinin erken veya geç ortaya çıkmasında başka hikmet bulunduğu düşünülmelidir. Hekim hastanın istediği gibi değil hastalığın gerektirdiği şekilde tedavi eder. Cenab-ı Hak da bu hikmet şifahanesinde tabii hallerin ve nefsanî arzuların hastası olan kullarına tedavi kabilinden olan icabet eserlerini, onların istediği şeylerde değil, onların menfaatine kendi seçtiği yerde, onların dilediği vakitte değil, kendi dilediği zamanda ortaya çıkarır. Kulların acele etmesi, ilahî takdiri çabuklaştırmaz, onların gecikmesi geciktirmez.
10.Hikmet
Muhiblerin ibadeti Allah için, âriflerinki Allah iledir. Allah için yapılan ameller, karşılık ve sevap getirir. Allah ile olan amel yakınlık getirir. Allah için ibadet, ibadetin tahkikini, Allah'la ibadet iradenin tashihini gerektirir. "Amel-i lillah" (Allah için amel) âbidlerin, "Amel-i billah" (Allah'la amel) Hakk'a yakın kimselerin vasfıdır.
Sufi KitapKitabı okuyor
216. hikmet
İnsanlara bağlanıp kalmayasın diye seni onların eziyetine maruz bıraktı.hiçbir şey seni O'ndan alıkoymasın diye her şeyden sıkılmanı istedi.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1248 days
Hayatımıza yön veren hikmetlerle dolu bu kitabı, hayata bakış açımızı değiştirmesi bakımından herkesin okuması gerekiyor. İçindeki her hikmet ile amel edebilen kişi, dünyanın ne kadar boş bir yer olduğunu, kafaya taktığı şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu ve her şeyin bir kader çizgisinde gerçekleştiğini anlar. Üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdikten sonra tevekkül üzere hayatını huzurlu bir şekilde idame ettirir. Olanla ve olmayanla meşgul olmaz. Hayy ve Kayyum olan Allah işleri yönettiği için kendi benliğine bir marifet yüklemez.
Hikem-i Ataiyye
Hikem-i AtaiyyeAtaullah İskenderi · Semerkand Yayınları · 2019859 okunma
Reklam
~~~ Kırk gün ihlâsla Cenab-ı Hakk'a ibadet eden müminin kalbinde hikmet pınarları kaynayıp dilinden akar. ~~~
Sayfa 381
İnsanlara bağlanıp kalmayasın diye seni onların eziyetine maruz bıraktı.hiçbir şey seni O'ndan alıkoymasın diye her şeyden sıkılmanı istedi.. Hikem-i Ataiyye, 216.Hikmet
Ey tâlip, Cenab-ı Hak senin öğüt kabul etmeyeceğini bildiğinden, dünya zevklerini bırakmayı kolaylaştıran musîbetleri sana tattırdı. ...
105. Hikmet Cenab-ı Hak senin dilini talep ve dua için çözdüğünde, istediğini vermek istiyor demektir.
74. Hikmet Cenab-ı Hakkın ahiret yurdunu mü'min kullarına mükâfat yeri yapması, onlara vereceği nimetlerin bu dünya yurduna sığmamasındandır. Onların değerini, bu kalıcı olmayan yerde mükâfatlandırmaktan yüksek tutmuştur.
464 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.