Demir, sabra çok önem veriyordu. Adeta onda bir çeşit sabır manisi vardı diyeceğim geliyor. Öyle bir sabır ki, o çok hisli, ateş gibi adam, icap edince, yine bir çeşit vurdumduymaz olurdu.
Diyor ki:
"Askerlikte, savaş meydanlarında, bütün bir ömür tüketmiş; sert, katı sözlü adamlardan öyle katı şeyler duydum ki, benim yerimde taş olsa çatlardı. Fakat ben, sabrettim. Seslenmedim. Çünkü devlet işi sabır işidir. Sabreden kişi muradını elde eder. Hükümet ilmi, bir bakımdan sabır ve sebattır. Diğer bakımdan da ihmalci görünmektir. Bilmek; fakat cahil gibi görünmek."
tarık tufan'ı biliyordum. ama hiç okumamıştım. psikolog beyhan budak'ın önerisiyle şanzelize düğün salonu'nu okumaya başladım. ilk cümlelerden, benzetmelerden ve kesin yargılardan itibaren içine aldı kitap beni. ve yine bir kitabı bitirmeden üzerine yazmaya başladım. yazmasam çünkü çatlardım. hatta daha 14.(gerçekte 8.) sayfasında
Öyle bir sabır ki, o çok hisli, ateş gibi adam, icap edince, yine bir çeşit vurdumduymaz olurdu. Diyor ki: "Askerlikte, savaş meydanlarında, bütün bir ömür tüketmiş, sert, katı sözlü adamlardan öyle katı şeyler duydum ki, benim yerimde taş olsa çatlardı. Fakat ben, sabrettim. Seslenmedim. Çünkü devlet işi sabır işidir. Sabreden kişi muradını