Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar, kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka şey değildir.
mucizelere tümüyle inanıyordu ama, bence, mucize gerçekçide hiçbir kaygı uyandırmaz. Gerçekçide iman uyandıran mucize değildir. Gerçekçi, zındıklık yolunu tutmuşsa, bir
mucize görse bile kendinde buna inanmamasını sağlayacak güç ve yeteneği bulur. Mucize yadsınamaz durumda bile olsa boyun eğmez; duygularına sırt çevirir. Kabule yanaştığında ise bunu mucize saymaz, şimdiye kadar bilmediği bir olay olarak görür. Gerçekçinin imanı mucizeden doğmaz; iman, mucizeleri doğurur.
Ruhunun derinliğinden kabarıp dayanılmaz bir güçle onu yeni, bilinmeyen bir yola çekenin ne olduğunu o zaman belki kendisi de bilemiyor, açıklayamıyordu.
Arkadaşlarından ayrı durmayı, bir başına düşüncelere dalmayı alışkanlık edinmişti. Daha çok küçük yaşlarda bile, tek başına bir köşeye çekilerek kitap okumaya bayılırdı.