“Öyle ki ,yaşamının o dönemi ,bulanık bir camın ardında kalmış gibi geliyordu ona .Bu cam ,ışığı az çok geçiriyordu,ancak bu yüzler ve siluetler belli olmuyordu.Yüzeyi kaygan bir cam ,bir koruma ekranı gibiydi.Belki de istemli bir bellek kaybıyla o geçmişten kendisini kesin olarak korumayı başarmıştı.Ya da zamanla çoşkulu renkler ve keskin köşeler solmuştu…”