Zamâne saldı aceb mihmet-i melâle meni O mâhrûden ırak verdi gam zevâle meni Tükendi tâb u tevân, ey Hüdâ-yı lemyezelî Ya tez bu cânımı al ya yetir visâle meni
Hayırla şer, iyilikle kötülük, benlikle Huda arasında seçimler yapmak zorunda olduğumuz bir hayatta nasıl "Hah tamam, oldu, her şey tamamlandı, eksik gedik kalmadı," diyebiliriz!
Reklam
Günaydın Yaşamak!
Rızkımı veren Hüda'dır, kula minnet eylemem.😉☕️
Bir kelebeğin kanat çırpışları başka bir kıtada fırtınalara sebep olabilir
Bazı derin hisler vardır; bir zerreciği ile bulunduğu âlemden başka âleme -dış dünyâya dönük âlem- geçişin yapılamadığı... O his âleminde kelâm yoktur, bulunduğu yeri yakar, yıkar, dağıtır... Orada kişiler yoktur çokça; vardır ama sizi ancak ama ancak rûhlarını size tamamen som açanlar duyabilirler... O âlemin konusu tek kelâmlıdır, 'Filistin...' der susar... Ellerini açar, 'Filistin...' der... Kalır öylece.... Öylece eller açık... Her kalakalmanın bağrında o âlem vardır kimsenin bilmediği, duymadığı, kişinin kendisinin dahi idrâk fehminde olamadığı lâkin hislerin ise çoktan ulaşması gereken yere ulaştırıldığı.... O âlemden tesellilerle kaldırılırsınız çokça, bir cümle fısıldanır sadra... "Bir kelebeğin kanat çırpışları başka bir kıtada fırtınalara sebep olabilir..." Belki kelebeğin kanadının zerresidir senin duân, senin kalakalman.... Fırtınalar oluyordur sen zerrecik kanat çırptım sanarken yahut hiçbir şey gelmiyor elimden diye yana yakılırken tam da o ân belki arş-ı âlâ titriyordur isteyiş âleminde... Az, çok yoktur bu âlemde; nîyet vardır, gayret vardır... Gerisini Rabb Teâlâ'mız, Hüdâ'mız en güzel ahvâle hazırlıyordur zalimlerin üzerine... Allah Azze ve Celle!... Allah Azze ve Celle!... Allah Azze ve Celle!...
Velhasıl, Hüda'nın yarattığı ilginç bir ağaçtır. ? senesinde bu ağacın bir dalı şiddetli bir rüzgarla kopuvermiş. Hasan Beşe adında bir adam bu dalı bulup evine götürmüş. Hanımı bu ağacı ateşe atınca çıkan kokuyu koklayan hanım, üç cariye, üç çocuk ve civarda bulunan on yedi adam oracıkta can vermişler. "Bu olay yakın zamanda oldu" diye nice ihtiyarlar şahitlik ettiler. O vakitten beri bu ağacın gölgesine bile yaklaşmaktan korkulur olmuş. Adı geçen Hasan Beşe'nin de bir koluna felç gelmiş; epey bir zaman bu felç marazıyla yaşamış ve yakın zamanda merhum olmuş. Bu olay tevatürle sabit olup meşhurdur da. Bütün bunlardan dolayı hiç kimse bu ağaca el süremez.
İbadetteki bidat:
İbadetteki bid'at, her ne kadar itikattaki bid'attan aşağı olsa da, bu da çirkin ve sapkınlıktır. Özellikle de müekked bir sünnetle çarpıştığında daha çirkin bir bid'attır. Bu bid'atın karşılığında sünnetü'l-hüda (doğruya ileten sünnetler) denilen, Efendimiz'in [sallallahu 'aleyhi ve sellem] bazen terk etmekle beraber yapmaya devam ettiği veya terk edene bir şey demediği ibadet sayılan itikâf gibi sünnetler vardır.
Sayfa 38
Reklam
Söz söylemem ki benim sese Titrer manâ-yı şerre İş manaya Hü derse Evvel eyler gönül Hüdâ ya..
BIRAK BİÇARE FERYADI...
Bırak biçare feryadı, belâdan gel, tevekkül kıl Zira feryat belâ-ender, hatâ-ender belâdır, bil Belâ vereni buldunsa, atâ-ender, safâ-ender belâdır, bil Bırak feryadı, şükür kıl manend-i belâbil, demâ keyfinden güler hep gül mül Ger bulmazsan, bütün dünya cefâ-ender, fenâ ender hebâdır, bil Cihan dolusu belâ başında varken, ne bağırırsın küçük bir belâdan, gel, tevekkül kıl Tevekkülle belâ yüzünde gül, ta o da gülsün O güldükçe küçülür, eder tebeddül Bil ey hodgâm, bu dünyada saadet, terk-i dünyada Hudabîn isen, o kâfidir, bıraksan da bütün eşya lehinde Ger hodbîn isen, helâkettir, ne yaparsan bütün eşya aleyhinde Demek terki gerektir her iki halde bu dünyada Terki demek, hüda mülkü, onun izni, onun namıyla bakmakta Ticaret istiyorsan ger, şu fâni ömrünü bâkiye tebdilde Eğer nefsine talibsen, çürüktür hem temelsiz de Eğer âfâkı istersen, fena damgası üstünde Demek değmez ki alınsa, çürük maldır hep bu çarşıda Öyleyse geç, iyi mallar dizilmiş arkasında. *RİSALE-İ NUR*
Senin azametin ile övünüyorum mücahid. Cesur ve sabırlısın FARUK ve HALİD gibi. Sen bu dünya'da fesadı ve karanlığı kaldıracaksın. Sen HAYBER'in kılıcısın ,Hüda'nın ordususun. Azminiz karşısında titriyor,zâlim dünya devletleri. Dünya'daki karanlığı münevver kılacaksın. Sen dînin vücut bulmuş halisin, Sen BİZİM İZZETİMİZSİN. Sen BİZİM İZZETİMİZSİN. youtu.be/lODLKmNDcC4?si=...
Niyetin neyse onu yaşarsın
Madem sen böyle bir niyete sahipsin, Huda bir yol açar inşaallah .
Sayfa 260 - Bu bölümün başlığı: Niyet Hayır ise,Hayrolur akibetKitabı okudu
Reklam
Ben Çurçi’yi alalı, Ben koklayıp bala öpmedim Bu Çurçı saçını taramıyor, Huda’ya tövbe edip hiç bana bakmıyor Bu mezarlı yeri ziyaret etmiyor Bu Elmalı yerde yuvarlanmıyor Bu şifalı sularda gecelemiyor Ey Huda Taala yar olsa Çurçı’nın karnında Erkek bala var olsa!
Manas doğmazdan önce Yakup Han’ın sitemiKitabı yarım bıraktı
“Enel-Hak” demeyi herkes büyük davadır zanneder. “Enel-abd” davası büyüktür. “Enel-Hak” davası azim tevazudur. Zirâ “Ben abd-i Hudayım” diyen kimse, iki mevcud isbat eder. Birisi kendisi için ve diğeri de Hüda içindir. Fakat “Enel-Hak” diyen kimse, kendisini yok edip ve ber-hevâ eyleyip “Enel-Hak” der; yani “Ben yokum, hep O’dur; Huda’dan başka mevcut yoktur; ben külliyen adem-i mahz ve hiçim” der. Bu makamda tevazu ziyâdedir...
Sayfa 164 - rumî
Savaş zihinleri zehirledi. Gönülleri birbirinden ayırdı. Yaşı da kuruyu da yok etti. Nice mutlu mesut ailelerden sadece bir kişi kaldı! Hüda...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.