Hukuk, ancak yavaş bir laikleşme sürecinin sonunda -ya da daha ileri uygarlıkların etkisi altında- din dışı dünyayı ruhani dünyadan
ayırarak gerçek niteliğini kazandı. Çağdaş tipteki toplumlarda, çeşitli Kilise hukukları gibi, dini yasalar da insani adalet erki ve vicdan erki ayrımını yaparlar. Gerçek anlamda dini sadece bu sonuncusu ilgilendirir. Vicdan erki, ne düzenlediği eylemlerin doğası gereği, ne de bunlara uyguladığı yaptırımlar gereği hukukla karıştırılabilir.