Eskiler "Kader gayrete aşıktır diyorlar. Ne güzel cümle! Olmuyor diye bırakamaz vazgeçemezsin. Geçmemelisin zira Vazgeçmek kaybetmek olur. Hatta bazen kaybolmak.. Anlatırlar ki arifin birinin yanına genç bir talebesi gelmiş bir gün, sakkın ve bıkkın...
-"Efendim" demiş sıkıla sıkıla
"Ben bu yolda yürümekten yoruldum. Bu aşk ilmi dedikleri ne zorlu yol ne çileli bir menzilmiş ki bunca dert çektirir. Yeter efendim. Müsaade buyurun ben yoluma gideyim. Dayanamıyorum.
Vazgeçeceğim."
-"Gel hele evlat demiş arif. Bir ağacın gölgesine diz kırp oturmuşlar.
-"Kays' bilir misin evlat?" demiş arif ansızın. "Hani Leyla'dan geçip, çileler çekip Mecnun olan ve Allah'a ulaşan Kays. -"Bilirim elbet. Kim bilmez onu demiş genç talebe
-"Eyvallah. Peki Bayezid-ı Bestami Hazretleri'ni tanır mısın çileyi, derdi nimet bilip bu menzilde yol alan?"
- "Kim bilmez bilirim muhakkak.
Böyle devam etmiş arif. Peş peşe birkaç isim daha sormuş ve aynı cevabı almış yine. En son
-"Peki" demiş "Bağdatlı bir Hasan vardı. Onu bilir misin?"
Bir aralık durmuş, susmus, beklemiş genç talebe.
-"Bağdatlı Hasan... Yok efendim"
demiş bilmem onu.
-"Doğru evlat bilmezsin. Zira o, vazgeçmişti...
Fatih Duman