Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem ALAGÖZ

Ama güneşi ya da ayı veya yıldızları öldürmeye kalkışmak zorunda olmamamız güzel.
Reklam
Böylesi bir balığı ne gördüm ne işittim. Ama onu öldürmek zorundayım. Yıldızları öldürmeye kalkışmak zorunda olmadığımıza memnunum.
Öldü­ğünüzde, hikayeniz tamamlanmış değil, birdenbire yarıda kesilmiş olacak. Hayatınızdaki hikayelerin her biri eksik kalmış olacak.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Geçmiş bir yük treni gibi geçiyordu bedenimden. Acıyı, çekmiyor­dum; bedenimin her hücresi, zerre zerre, acının kendisi­ne dönüşmüştü. Açık, çok açık bir yara gibi duyuyordum varlığımı. Kapatamıyordum onu bir türlü. Durduramıyor­dum kendimi.
güzel olan, sevdiklerimiz değil, bizim on­ları sevme kapasitemizdi
Reklam
Onu o kadar sevdim ki, ondan önce bildiğim her şeyi unuttum. Kelimelerimi unuttum, davranışlarımı unuttum; nasıl hareket edileceğini, ve, nasıl dönüleceğini, unut­tum...
Ondan ayrı, ona bakmadan geçirdi­ğim her an bir yanım eksik gibiydi; ancak onun etrafınday­ken tamamlanabiliyordum.
Kurtların büyüttüğü kızları evcilleşti­rebilirsiniz; ama kitapların büyüttüğü bir kız, etini cende­reye sıkıştırsanız dahi bu dünyaya uyum sağlamayacaktır.
Okumayı öğrenmek çocuğun hayatındaki her şeyi değiş­tirecekti. Çocuk artık bahçe kapısına sıkı sıkı tutunmuş halde uzakları seyretmiyor, uzakları sayfalarda arıyordu. Sayfaların görünen ve görünmeyen uzaklardan daha uzak olduğunu, okuyan kim bilmez? Çocuk seneler sonra, in­sanların değil, kitapların elinde büyüdüğünü söyleyecekti.
Reklam
Ortopedi, romatoloji, nöroloji uzmanlarına, onlara inanmazsanız yazarlara ve sıkı okurlara sorun: İnsan kırıl­dıkça boynundan incelir. Boynum inceldikçe inceldi, uza­dıkça uzadı ve sonunda çok zarif, çok beyaz bir kuğu ol­dum. Zarafet timsali olduğumdan söz ettiler, ama yanıma yaklaşmaya cesaret eden birkaç meczup hariç, hiç kimse ne kadar güçlü olduğumu göremedi. Zerafetimin gücü­mün yalnızca bir sonucu olduğunu fark etmedi. Kırıldıkça parçalandım, bin parçaya bölünüp yıldızlar halinde gök­yüzüne saçıldım. Işığımı övdüler, ama nasıl yandığımdan hiç söz etmediler. Beni içeriden yakan ışıkla geceleri her birinizin üzerine vurdum. Gecenizi suni lambalarla öyle aydınlatmıştınız ki, benim ışığımı göremediniz
Beni büyümek isteyen her yerimden kestiler. Köküm kurudu sandım. Ama dallarım her seferinde yeniden, yeniden çıktı.
Kadınlar da aslında, kendi ha­yatlarının kontrolünü kendi ellerinde hissetmedikleri için beden ısıları erkeklerinkinden düşük. Olabileceğiniz şey olmanızı o kadar istemez ki dünya, yataktan çıkar çıkmaz hava bile saldırır size. Teninize değen, ciğerlerinize giden nefes dahi ateş gibi yakar canınızı.
Uzun yıllar kendimin yasını tuttum. Olabileceğim hal­de olmadığım insanın, yapabileceğim halde yapmadığım şeylerin yasını.
Bir kadın bedeniyle, hareketleriyle, fikirleriyle, tercihleriyle ne kadar az hacme sahipse o kadar makbuldür dünyanın gözünde.
1.146 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.