açlığın hırsızlığa, hırsızlığın da geri kalan olaylara yönelttiği zavallı insancıklardan; on iki yaşında hapse düşen, on sekizinde kürek mahkûmu, kırkında da idamlık olan, üvey bir toplumun yoksun çocuklarından; yalnızca bir okul ve bir atölye ile iyi yürekli, ahlaklı, topluma yararlı kılabileceğiniz ve onları, işlevsiz bir yük gibi, bazen Toulon’un21 kızıl mahşerine, bazen de Clamart’ın sessiz dünyasına atmak ve onların özgürlüklerini çaldıktan sonra yaşamlarına da el koymaktan başka bir şey yapmadığınız kadersiz insanlardan biri için söz konusu olsa; eğer ölüm cezasını kaldırma öneriniz bu insancıklardan birisi için olsaydı, ah, işte o zaman, oturumunuz gerçekten onurlu, yüce, saygın ve anlamlı olurdu.