Tasarılar, bir mutlak­çılık alanının tepelerinden inen arzunun yarattığı düşler ve talepler ya da hayaliliği içeren "olsunlar” değildir; daha ziyade süreç bütü­nünde somut bir yaşama ve belli bir işleve sahiptirler: Eskidiklerin­ de yavaş yavaş yok olurlar; gerçekleşmeleri ise toplumsal sürecin belli bir yapısal duruma ulaşmasıyla mümkündür —ki, bu türden gerçek birer “siper”Ieri olmadan maskeleyen "ideolojiler” haline gelirler.
Sayfa 227 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Sosyalizmin yapmak zorunda olduğu şey, bir yandan, liberal ütopyayı, “tasarı”yı, daha da radikalleştirmek; öte yandan, anarşiz­min fazlasıyla aşırı içsel muhalefetini felç edip gerektiğinde onu yenmektir.
Sayfa 226 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
İrrasyonelliğiyle muhafazakâr dingincilik, genel olarak her olup biteni za­ten meşrulaştırmak eğilimindedir.
Sayfa 223 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Kiliastik algı, zamanın dışında kalmıştı; baş gösterdiğinde, mey­dana gelen rastlantısal anları âdeta kutsamaktaydı. Liberal algı, an­lamsal bir hedef olarak tasarıyı geleceğe erteleyip, ilerleme düşün­cesi sayesinde bu tasarısal vaadin -en azından bir yönüyle- zaman­la içimize yerleşmesine yol açarak, varoluş ile ütopya arasındaki te­ması sağlamaktaydı. Muhafazakâr düşünce, bir zamanlar bize nü­fuz edip içimizdeki ses olarak dışavurulan o tini, bizzat oluşmuş olanın içine daldırmaktaydı ve onu nesnelleştirip tüm boyutlara ya­yılmasını sağlayarak, tüm olaylara içkin bir özdeğerlik bahşetmek­teydi böylece.
Sayfa 224 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Her şey, her an için ve her tarihsel toplulukta mümkün olmayabilir.
Sayfa 222 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Yalnızca muhalif tabakaların karşı hareketi ve bu hare­ketin mevcut olanı parçalama eğilimleri, âdeta dıştan gelerek muha­fazakâr bilincin kendi varoluşuna hükmedişini problemli kılıp onu kendisi hakkında düşünmeye ve -özyönelim olarak ya da savunma aracı olarak olsun- bir karşı ütopya yaratmaya zorlamaktadır.
Sayfa 219 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
Muhafazakar bilincin ütopyası yoktur; zira, yapısı gereği egemen olduğu gerçeklikle tamamıyla uyum içindedir.
Sayfa 218 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Modern felsefe, top­lumsal işlevi açısından bakıldığında, ruhanî-teolojik dünya imajını parçalamak için ortaya çıkmıştır. Başta yükselmekte olan mutlak monarşi ve burjuvazi arka çıkmıştır ona. Daha sonraları ise burju­vazinin yegâne silahına dönüşmüştür; bu aşamada, bütünlük içe­risinde tini, kültürü ve politikayı temsil etmekteydi. Öte yandan, gericiliğe kaymış olan monarşi, teokratik fikirlere sığınmış; prole­tarya ise, burjuvazinin mücadeleci yandaşı olmaktan çıkıp bilinç­li karşıtı durumuna geldiği ölçüde, idealist felsefenin burjuvazinin çıkarlarına uygun gelen kılıfından uzaklaşmıştı.
Sayfa 211 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Koşulların politik patlama yönünde geliştiği yerlerde (ömeğin Fransa’da), fikirsel ütopya kesin olarak oluşturulmuş rasyonel bir biçim alır; bu yolun tıkanmış olduğu yerlerde ise (örneğin Alman­ya’da), bir içselleştirme meydana gelmektedir. Bu bağlamda ilerle­menin yolu dışsal olaylarda, devrimlerde değil, yalnızca insanın iç yapısında ve değişiminde aranmaktadır.
Sayfa 210 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Kiliastik olan; devrimi, rasyonel olarak belirlenmiş bir hedefe götüren kaçınılmaz bir araç olarak değil, dolaysız varol­mayla ilgili tek yaratıcı prensip, dünyaya gerçek anlamda ulaşma­nın yolu olarak arzular.
Sayfa 209 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
331 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.