İslami yapıda ayrışmalar veya birleşmeler, bu dinin kurucusunun hayatının okunma şekline göre farklılıklar arzeder. Yirminci yüzyıl boyunca pek çok kere, İslam peygamberi, farklı ve bazen de umulmadık biçimde yeniden yorumlandı. Mesela Hasan Askeri'ye göre o bir barışseverdi, Mustafa Sibai'ye göre ise radikal bir sosyalist. Ali Şeriati onu Üçüncü Dünyacı, sömürgecilik karşıtı bir kahraman olarak yorumlarken, Mişel Eflak ondan bir Arap milliyetçisi çıkaracaktı. Allame İkbal onu, Nietzsche'nin veya en azından Bergson'un anlatımlarındaki süperinsan olarak görüyordu, Fazlun Halid ise bir çevre savaşçısı. O, Fatima Mernissi'ye göre bir feminist, Kral Fahd'a göre baş muhafazakar, Maurice Bucaille'e göre bir bilim adamı, Ferid Esack'a göre meta-anlatıların post-modern bir düşmanı, Muhammed Esed'e göre ise bir proto-demokrattı.