Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İğdiş Beğ

İğdiş Beğ
@igdiskhan
Başladum adıyıla Taņrı Ta'ālānuņ ki rızķ vėricidür ve rahmet édicidür
null
null
null
null
7 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
Ey kuleli, şu camiden yükselen sesi duyuyor musun? Selanik'ten haber var mı, bir umut bekliyor musun? İşte meydanda sarıklar, hani nerede, hareketsiz mi kaldı hareket ordusu? Parlak avizeli salonlarda valse kalkmak yok mu bugün? Fatih medreselerinin duvarlarına yaslanıp intikam diye bağıran şu gençleri tanıyor musun? İntikam bugün kaç yaşına bastı biliyor musun?
Reklam
Lezzetli bir şeye bitişik olan lezzetli; kerih bir şeye bitişik olan da kerihtir. Hatta insan, aşık olduğu kişi ile bir yerde oturmuş olsa, daha sonra oraya gittiğinde oranın diğer yerlerden farklı olduğunu nefsinde hissedecektir. Bunun için şair şöyle demiştir: Ben diyarlara, Leyla’nın diyarı diye uğruyorum; Bu duvarı şu duvarı öperek. Benim kalbimi meftun eyleyen bu diyarlar değil, Fakat, bu diyarlarda oturanın sevgisidir.
Anna Karenina’nın Osmanlıca giriş cümlesi: "Bütün saadetler yekdiğerine benzerler… Fakat felaketler öyle değildir; onların hemen hepsinin kendilerine mahsûs bir şekli, bir husûsiyeti vardır…" Mütercimler: Raif Necdet, Sadık Naci.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
736 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
İlahi Komedya
İlahi KomedyaDante Alighieri
8.6/10 · 5,5bin okunma
Reklam
Kadir Gecesi açık ve net bir gecedir. Sanki bu gecenin içinde ışıldayan bir ay vardır. Bu gece sakin, yağmursuz bir gecedir. Ne sıcaktır, ne de soğuk. Yıldızsızdır. O gecenin sabahında güneş ışınsız (ışınları gözü almayacak şekilde) doğar." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXXVII, 425.)
Kısmetindir gezdiren yer yer seni, Arşa çıksan, akıbet yer yer seni. Eline nefsinin verip kazma, Yoluna kimsenin kuyu kazma. Her ki gayrın yolunda kazdı kuyu, Kendi düştü kuyuya yüzü koyu.
Umutsuz çığlıklar işiteceksin; Acıdan kıvranan eski ruhlar göreceksin İkinci ölümlerine bağırırken.
Cihân ârâ cihân içindedir ârâyı bilmezler O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler Harâbât ehline dûzah azâbın sorma ey zâhid Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler Şafak gûn kan içinde dâğını seyreyler âşıklar Güneşte zerre görmezler felekte ayı bilmezler Hayâlî fâkr şalına çekenler cism-i uryânı Anınla fahrederler atlas ü
Affet isyânım benim Hâlim yamân Allahım Ref' et nisyânım benim Meded amân Allahım Defterim doldu siyâh Amelim tekmil günâh Sensin kuluna penâh
Reklam
Defter-i a'malin hakka sunulur, Beratın verilir, Berat gecesi. Ömürler, rızıklar tayin olunur; Hacetin görülür Berat gecesi. Bu gece manada Kevser içilir, Mü'mine nurlardan hulle biçilir, Aşıka Firdevs'ten kapı açılır, Cennete girilir Berat gecesi. Mü'minler düzahtan beri olurlar, Münkirler gidecek yeri bulurlar,
Cemî' enbiyâlardan Muhammed cümlenin şâhı Yüzü nûrundan almışlar felekler şems ile mâhı Yedi kat gökleri geçdi kadem arş üstüne basdı Erişdi "kâbe kavseyn"e tavâf eyledi dergâhı Anın seyr ü sülûkundan melekler âciz olmuşlar Ki bin yılda vâramazlar O bir demde varıp râhı Vereydim cânımı kurbân senin yoluna ey Ahmed Aceb bir kez yüzün görsem seher vakti sehergâhı Bu Eşrefoğlu Rûmî'nin günâhı çok dürür gâyet Şefâ'at kıl yâ Muhammed yüzün şems ü kamer mâhı Hazreti Pir Eşrefoğlu Abdullah-i Rûmî Kuddise Sırruh
Yakut el–Hamevî anlatıyor: Bir adam İmam Şâfîî’nin yanına gelip kâğıda yazılı şu beyiti gösterdi: Mekke müftüsüne sor Haşimoğulları’ndan Aşkı kavurursa ne yapar insan? İmam Şâfiî bu satırların altına şu beyiti yazdı: Sevgisini tedavi eder, sonra aşkını gizler Boyun eğip kadere olanlara sabreder. Kâğıdı getiren adam yazılanları alıp götürdü. Daha sonra kâğıdı yeniden getirdi. Kağıtta bu kez şunlar yazılıydı: Sevgisini nasıl tedavi edebilir ki Tutkusu genci öldürmektedir Her gün yudum yudum Kederi içmektedir. Bunun üzerine Şâfiî şu cevabı yazar: Eğer sabretmezse başına gelenlere Onu ancak ölüm kurtarabilir. KAYNAK: Yakut el-Hamevî, Mu’cemu’l-Udebâ, c.17, s.306-307
Mel'unluğundan bir nebze olsun ödün vermeyen hakiki bir Türk. "Ertesi günü yolda giderken çirkin, üstü başı perişan, görünüşü pis ve kalbi kötü bir Türk karşımıza çıktı. Şiddetli bir yağmura da tutulmuştuk. Bu adam "Durun!" diye bağırdı. Üç bin kadar hayvan, beş bin kadar insandan meydana gelen koca kafile durdu. Sonra, "Hiçbiriniz geçemezsiniz." dedi. Onun emri üzerine durup, "Biz Kuzerkin'in dostlarıyız." dedik. O, gülmeye başladı ve, "Kuzerkin kim oluyor? Ben Kuzerkin'in sakalına pisleyeyim!" dedi. Sonra Harezm diliyle "pekend" yani ekmek dedi. Ona birkaç somun verdim. Onları alınca, "Haydi gidin. Size acıdım." dedi."
120 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.