Kilise müzisyenlerinin, St. Gregorius'un koyduğu bazı katı yasakların, özellikle daha sonraları Islâm dünyasında yansıyıp yansımadığını, yansıdıysa nasıl bir karşılık bulduğunu araştırmak gerekmektedir.
St. Gregorius'un kadın sesini ve enstrumanı "içlerinde şeytan var" diyerek yasaklamasının İslâm fakih ve düşünürlerinin müziğe bakışlarını nasıl etkilediğini sorgulamak gerekmektedir. Çünkü Kilise'nin ve Hıristiyanlığın muharref kutsalının müziği yasaklama gerekçeleriyle bâzı Müslümanların müziği yasaklama gerekçeleri veya müziğe yaklaşımları arasında ilginç benzerlikler bulunmaktadır.
Müzik gibi Allah'ın lûtfettiği, Hz.Davuda (aleyhisseläm) öğrettiği bu güzel nimeti, bu önyargıların, bağnazlıkların ve cehâletin kurbânı etmemek ve müzik üzerinde yeniden
ve sağlıklı bir şekilde kafa yormak gerekir diye düşünüyorum.
Bunu yaparken de Hz. Davud'dan, Hz. Idris (as) olarak bilinen Hermes'ten Pythagoras'tan El-Kindf'den, Fârâbi'den, İbn Sinâ’dan,
İhvân-ı Safa'dan başlayıp Urmevi, Merâgi, Hz. Mevlânâ, Ruzbahan Baqli, Itrî, III. Selim, Dede Efendi gibi müzik araştırmacı ve bestecilerine, Osmanlı medeniyetine ve müzik kültürüne bir kere daha dönüp dikkatlice bakmak gerekir diye de ilave ediyorum.