Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Medina-sarote ile Nunez’in evliliğine şiddetle karşı çıkıldı
Kıza değer verdiklerinden değil, Nunez’i ayrı bir varlık, bir aptal, makul insan kalitesinden aşağıda, beceriksiz bir şey olarak gördüklerinden. Kız kardeşleri ailelerine leke sürüleceği için buna karşıydılar; ihtiyar Yacob her ne kadar sakar, itaatkar kuluna bir nebze sempati beslemeye başlamış olsa da, başını iki yana sallayıp bunun imkânsız olduğunu söyledi.
Zavallı eşek, sahibini beslemek için bütün yaz var gayretiyle çalışmışken, öteki onu kışın doyurmak istemez. Kasıma doğru sırtından palanı, başından yuları alır. Havaların soğuyacak olmasına rağmen hayvancağızı çırçıplak çayırlığa salıverir. Bunların içinde tüyleri bembeyaz kesilmiş, emeklilik hakkına erişmiş pek ihtiyar ve tembelleri de vardır.
Reklam
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
96 syf.
·
Puan vermedi
Altı üstü; Doğu Ekspresinde Cinayet, Yaban, Suç ve Ceza, İhtiyar Balıkçı, Aşk-ı Memnu, Kumarbaz başlıklarında 6 birbirine bağımlı öykü ve 96 sayfadan ibaret. Öykü başlıkları tanıdık geliyor değil mi? Öykünün tamamı, başlıklara uygun olarak kurgulanmış. 30 Ekim 2020" de, İzmir"in Seferihisar ilçesinin açıklarında meydana gelen 6.6
Altı Üstü
Altı ÜstüÜmit Yalçın Doğan · Ayrıkotu Yayınları · 20244 okunma
“Gel, birlikte gidelim, bir deniz kenarı olalım” diyordum. O, yaşamı boyunca hiç denize girmediğini, güneşte gövdesini yakmadığını yazıyordu. “Gel” diyordum. “Bizi bir deniz bilir. Bir deniz bizi olduğumuz gibiliğimizle sarar, bağrına basar.” Gelmedi..." diyordu Cavit Kürnek. Çünkü Arkadaş: "BEN yüzmeyi bilmem. denizi sevmem, çünkü yüzmeyi bilmem. bacaklarımı hiç mayo giyip güneşte yakmadım. ben mayo giymedim hiç." diyordu. Sonrasında, tartışmalar, suçlamalar, kırgınlıklar ve kesilen arkadaşlık. Kürnek, 5 yıl önce bir Şubat gününde ayrıldı aramızdan. Tüm o kırgınlıkları, hataları, yanlışlıkları dünyada bırakarak gitti Arkadaşın yanına, elinde bir deste umut çiçeğiyle. Sina Akyol, Arkadaş'la, 1970 yılının Nisan ayında tanışmış. Ankara' da... Kızılay'a doğru giderken, bir şiir gecesi çıkışında... Aralarındaki bazı farklılıklar, farklılaşmalar olsa da, Arkadaş'ın son zamanlarında araları biraz açılsa da, yine de devam eden bir arkadaşlık. "Ankara'da, Zafer Çarşısında gördüm Arkadaş'ı. Arkadaşlarıyla birlikte, oturmuş çay içiyordu. Uzaktan selâmlaştık. Nasıl olsa yarın bilemedin öbür gün... yakından selamlaşırdık (!) Olmadı. Selâmlaşamadık." Yarın, belki öbür gün... Ama sonra ölüm. En az yaşam kadar gerçek ölüm, Akyol'u da, yine bir Şubat günü, aldı bizden. İki dostundan çok daha öncesinde, 1973 yılının bugününde, Arkadaş Zekai Özger hayata gözlerini yumdu. Yaşasa 76 yaşında bir ihtiyar olacaktı. Olamadı. Sonsuzluğunun 51. yılında, sakalsız oğlanı, büyük bir saygı ve derin bir sevgiyle hatırlıyoruz.
Ahmet Ünal

Ahmet Ünal

@Bloodyking
·
21 Ağustos 2021 20:05
Sina Akyol
Ankara'da, Zafer Çarşısında gördüm Arkadaş'ı. Arkadaşlarıyla birlikte, oturmuş çay içiyordu. Uzaktan selâmlaştık. Nasıl olsa yarın bilemedin öbür gün... yakından selamlaşırdık (!) Olmadı. Selâmlaşamadık. En son, morgda gördüm onu. Tabutunun içinde... Alnındaki izleri sorduğumda, yapılan otopsinin izleri olduğunu söylediler. ...................... 73 yılının 9 Mayıs günü uğurladık Arkadaş’ı. Üstüne çiçek ve toprak attık. Ve bir süre, inanamadan yaşadık ölümüne. ......................
Hadis: Bir kadın dört şey için, yani ya mal için, ya şeref ve şanı için, ya güzelliği için veya diyâneti için nikâh olunur. Sen diyânet sahibesini ihtiyâr et, gözünü aç, sonra iki elin toprağa yapışır.
Reklam
"Gençler bir tek kendileri genç oldu sanıyorlar. Bir onların hayatı var sanki, biz hiç yaşamadık, biz hiç genç olmadık, hiç hata yapmadık. Ben de anamdan böyle iki büklüm ihtiyar doğmadım. Herkesin anlatacağı bir hikayesi var işte. İster beğen ister beğenme."
112 syf.
7/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Ren yayınevinden okuduğum bu kitap iki hikaye içeriyor. Button’ın Hikayesi ile Buz Sarayı bir araya alınmış, okuduğum sırada fark ettim. Gelelim hikayeleri nasıl bulduğuma; aslında fena değillerdi, Button’ın Hikayesi’nde yeni doğan Benjaminin ilk yaşlarında görüntüsü yetmişlerinde bir ihtiyar gibiydi. Gitgide gençleşerek yaşamında başına gelen talihsiz olayları okuyoruz. Kısacık , bir oturuşta bitireceğiniz bir kitap. Filmi daha çok övülüyor aslında, ben de filminin daha keyifli olduğunu düşünüyorum kitaptan sonra. Buz Sarayı hikayesinde ise Güney Amerikalı Sally’nin, Kuzey Amerikalı Harry ile olan nişanlanlılık dönemini anlatıyor. Sally’nin Güney Amerika ile Kuzey Amerika arasındaki yaşamsal ve düşünsel farklılıklara, ayrımcılıklara ve hatta hava koşullarındaki farklılıklara dahi uyum sağlamakta zorlanması söz konusu. Kısaca bu hikayede Güneyli Kuzeyli ayrımının farkına varıyoruz. Hikaye çok basitti, pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Keyifli okumalar diliyorum.
Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button’ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Ren Kitap · 201821,3bin okunma
Üçüncü günün gecesi mısır sapının altında uyumadı ihtiyar, eline bir kürek alıp yarım metre genişliğinde, bir metre derinliğinde ve iki metre uzunluğunda, bir insanın içine uzanması için bire bir, bir köpek içinse biraz fazla büyük olan bir çukur kazdı. Bu bir mezardı.
Kitapta 103 o kere geçen o kelime...
Sonra başını ona doğru çevirip, Kör, sana söylemem gereken bir şey daha var, dedi, bu koskoca dağ silsilesinde ne bir tahıl ne de bir sıçan kaldı artık, üç gün içinde öyle bir aç kalacağız ki ağzımızdan tek bir kelime bile çıkarabilecek dermanımız kalmayacak, işte o zaman hayatta kalmak istiyorsan beni parçalara ayırarak yemek zorundasın, sonra da bu mısır sapını korumalısın, köylüler geri dönünce onlara yerini göster de mısır koçanını alsınlar; şu dört-beş aydır seni beslediğim için bana minnettarlığını göstermek ve benim şu dünyada yaşamaya devam etmemi istiyorsan seni ye meme izin vermelisin, böylece hasat zamanına kadar yaşa yabilirim. Kör, kararını ver, diye devam etti sonra ihtiyar konuşmasına, eğer yaşamak istiyorsan, bu gece buradan ayrılıp bir yerlerde saklanmalısın, ben üç beş gün içinde açlıktan ölürüm nasılsa. İhtiyar bunları söyledikten sonra, iki elini yüzüne kapatıp gözyaşlarını sildi, yanaklarından süzülen iki sıra gözyaşı avuç içlerini ıslattı.
Reklam
İhtiyarın omuzundaki taşıma sopasının iki ucundan sarkan boş kovaların birbirlerine çarparken çıkardıkları hüzünlü ses, ayağının altındaki toprağın iç çekmesini andırıyordu. İhtiyar bu hüzünlü sesle ayağının altından çıkan toprak rengindeki yalnızlığının sesini dinlerken kalbindeki boşluğunbu kurak dünyadan çok daha uçsuz bucaksız olduğunu hissetti.
Sayfa 52 - Jaguar Kitap
Bir babanın çaresizliği :(
Araba tırıs gidiyordu.İhtiyar peşinden koşuyor ve bağıra çağıra ağlıyordu; ağlayışı koştuğu için titrek, kesik kesik bir sesle duyuluyordu. Zavallı şapkasını düşürdü ve onu kaldırmak için durmadı. Başı yağmurdan sırılsıklam oldu; rüzgar çıktı;yüzü kırağıyla kaplanıp ıslandı. İhtiyar kötü havanın farkında değilmiş gibiydi ve ağlayarak arabanın bir sağında bir solunda koşuyordu. Eski rendigotunun etekleri rüzgarda kanat gibi havalanıyordu. Bütün ceplerinden kitaplar dökülüyordu;iki eliyle dev bir kitap tutuyordu, sıkıca sarılmıştı ona. Yoldan gelip geçenler şapkalarını çıkarıp haç çıkarıyorlardı. Bazıları da durmuş şaşkın şaşkın ihtiyarı seyrediyorlardı. Tek tek çamura düşüyordu cebinde ki kitaplar. Onu durduruyor, düşürdüğü şeyi gosteriyorlardı; onu yerden alıp yine tabutun peşinden koşuyordu.
Bu ameliyeyi [uygulamayı] başa çıkarmak [başarıya ulaştırmak] için iki usul tatbik, iki tarik [yol] ihtiyar olunacaktı: Aşılamak, budamak. Müslümanlar temsil, gayr-ı Müslimler taktii edilecekti [katledilecekti]. Gayr-ı Müslimlerin temsili mevzu-u bahis olamazdı. Çünkü din farkı, lisandan çok kuvvetli ve temsil ameliyesinde aşılması hemen imkansız bir settir. Ancak hakiki bir ihtidadan sonra mevzu-u bahis olabilir. Yeniçeri Ocaklarının iadesi ise varid-i hatır olamazdı [hatırlanamazdı]. Teferruatın, muvakkat [geçici] tedbirlerin, ihtirazı ve istisnai kayıtların izahına girişmiyorum. İttihat ve Terakki hükümetinin bu planını umumi şekilde ve muhtasaran [kısaca] zikrettikten sonra, planın Kürtlere ait kısmını takiben ilerleyelim: Bu plana nazaran Kürtler taktii [katledilen] değil temsil kısmına dahil olan milletler meyanında [arasında] idiler. Kürt unsuru, "Yeni Turan, güzel ülkeye" giden yolun üzerinde yaşayan bir millet idi. Türkleştirilmeleri mühim, belki müsta'cel [acil] ve herhalde derece-i vücub da [vacip] idi. Kürtlerin temsiline dair bir de kanun yapıldı. Zamanın bedbaht padişahı Sultan Reşat'a da tasdik ettirildi. Mezkur [sözkonusu] kanunda vilayet-i şarkiye [doğu vilayetleri] ismiyle yad olunan Kürdistan'da sakin [yerleşik] halk yani Kürtler, o araziden kaldırılarak garb'e yani Türk vilayetlerine nakil ve ahali kısmı mahalli nüfusun yüzde beşini (%5) tecavüz etmeyecek surette Türk köylerine tevzi; beyler, ağalar ve şeyhler ise derece-i ehemmiyetlerine [önem derecelerine] göre vilayet, liva ve kaza merkezlerine iskan olunacaklardı. Ahalinin bey, ağa ve meşayıh ile münasebeti tamamıyla qet edilecekti [kesilecekti].
Yola çıkmadan önce ihtiyar denizcilerle konuşmalı, rüzgârlara kulak vererek onları tanımalı ,sabırla tekneyi hazırlamalıyız.Sonra da engin deniz .Ama o zaman bile başka düşlere , değişikliklere ve koşullara açık tutabilmeliyiz rotamızı .Oysa , kendimizi ömür boyu sabit hedeflerle sınırlayarak sadece limandaki teknelere binmeyi ve bilinen iki iskele arasında yolculuk yapmayı yeğliyoruz .Ve bu yolculuğu ilginç kılmak için kendimizi küçük maceralarla avutuyoruz .
Sayfa 193 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Hayatıma güzellik katan herkesin önünde eğiliyor, herkesin elini öpüyor, herkese teşekkür ediyorum. Kendimi tam ortadan ikiye böldüm: Bir yanda göklerde uçmayı düşleyen bir kaçık, vingt deux ans!*" Beri yanda soğuktan donmuş, yarı ölü, ihtiyar bir öğretmen..." * Yirmi iki yaşında. (Fr.)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.