Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm acısının üstüne bir de final haftasının ağır sorumluluğunu çekiyorum. Ama içimde tarife gelmeyen içimi kağıtlara dökme isteğini zor frenliyorum. Kaleme sarılmaya o kadar çok ihtiyacım var ki, usulca dert fısıldadığım Sayın defterlerimin içini açmayı erteliyorum. Onlarla hasbihal etmeyi, iki kelam da ben ekleyivermeyi özledim. Şuan sadece çizim defterimi elime alıyorum. Ders arası bir şeyler çizmek iyi geliyor..
Geçenlerde bu “mecra”da, Arapçadan daha çok Farsçaya borçlu olduğumuza "dair" bir yazı gördüm. Oturdum, düşündüm; gerçekten öyle midir? “Hayalî” bir kurgu içinde Arapça kelimeleri tırnak içine alarak “sırf” “muhabbet” olsun diye :) “akl”ıma gelenleri yazdım. “Karar”, sizindir. Biz Türkler ne ilginç bir “kavim”iz! “Eyvallah”, Arapça
Reklam
Sevgili Galip Ağabey. Öncelikle selam eder, ardından da Cennet-i âla bahçelerinde, tûba ağaçları altında gölgelendiğin hüsn-ü zannıyla, afiyetinin artması için dua ederim. ‘'Ömrümü bu milletin meseleleri ile geçirdim, bir rahat verin artık'' dediğini duyar gibiyim lakin gel gör ki derdimi paylaşacağım, oturup iki kelam hasbihal edeceğim kimsem