Dil Bilgisinin Alt Dalları
Dilin seslerini ele alan kısmı “ses bilgisi” (fonetik) olarak adlandırılır ve ses, seslerin oluşumu, seslerin boğumlanma hususiyetleri ve tasnifi, seslerin kelimede sıralanışı, ses değişmeleri, hece yapısı, vurgu, tonlama bu alanda ele alınan başlıklardır. "Şekil bilgisi" (morfoloji) dildeki kök ve ekleri, birleşme usullerini, eklerin kelimeye kattığı anlam ve kazandığı işlevleri, dilin üretme ve çekim özelliklerini ele alan dil bilgisi alanıdır. “Köken bilgisi”, bir kelimenin dayandığı kökü ve sahip olduğu ilk anlamı ve dilin tabiatı gereği daha sonra geçirdiği biçimsel ve anlamsal değişimi ortaya koyar. "Lehçe bilgisi", dilin yazı dışındaki kullanımlarının ses, şekil özelliklerinin ve kullanıcıların bulunduğu coğrafi alanların tespit edildiği dil bilgisi bölümüdür. "Anlam bilgisi", dildeki kelimeleri anlam bakımından değerlendiren dil bilgisi alanıdır ve kelimede temel anlam; yan anlamlı, eş anlamlı, zıt anlamlı, çok anlamlı kelimeler, kelimede yaşanan anlam değişimleri gibi alt konulardan oluşur. "Söz dizimi", kelime ve kelime gruplarının cümle içerisindeki görevlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini, cümlede diziliş şekillerini, kelime gruplarının çeşitlerini ve özelliklerini; cümle türlerini ele alan, cümle çözümlemeleri ile incelemelerini ortaya koyan dil bilgisi alanıdır.
Sayfa 237 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
Sevgi: İki hece. Sevgi, sevmek kelimesinden türetilen diğer tüm kelimelerin en güzeli. Derin uykulara dalmadan önce ilk soru: Sevgilerinizi en son ne zaman hatırlamıştınız ve sevgiyi hak edenleri en son ne zaman?!.. Bir soru daha: Sevgileriniz yalan mıydı yoksa?! Ve son soru: Çorak vadilere yönelmişse sevgilerimiz, çevremizi kandırmıyorsa sulara, içimizden akan Nil olsa ne?!..  
Sayfa 19 - Alfa 26.Baskı
Reklam
İlk cemiyetlerde sanatkar doğru­dan doğruya kitlelerin hislerini ifade eder. Saz şairleri, halk şairleri gibi . . . Derebeylik ve saltanat devirlerinde sanatkar, kitleden ayrılir. Yüksek sınıfın, sarayın hizmetkarı olur . . . Divan şairleri gibi . . . Demokrasilerde, muhtelif sınıfların sanatkarları vardır, burjuva sanatkarı, küçük burjuva, halk, proleter sanatkarı gibi.
Hece dergisiKitabı okuyor
Ülkemizde toplumcu gerçekçiliğin ilk temsilcilerinden biri olarak sayabileceği­miz Nazım Hikmet, marksist kuramın 'toplumsal ilerleme' açıklamalarını bir şablon olarak alır ve Türk toplumunu da bu ilkeler doğrultusunda çözümlemeye çalışır. Ona göre her şey ebedi bir hareket içindedir; hep ileriye, daha iyiye ve daha güzele doğ­ru akan bu tarihsel akış içinde maddi ve ruhi kültür de bir yükseliş içindedir.
Hece dergisiKitabı okuyor
İlkokul... İlk Darbe...
Harfler gerçekten de birbirine çok benziyordu. Küçük " b, d, p, u, n, m, w ", noktalama işaretleri olan harfler. Harflerin yönü beni çok zorlardı. Mesela K harfinin yönü ve küçük h harfinin yönünü hâlâ yanlış yazarım. Hâlâ "K" ve "H" harfini birbirine karıştırırım. Cümleye bana ağır basan harf/ hece ile başlarım. Mesela "Makas" kelimesinde "Kas" daha ağır basıyorsa "Ma" yazmayı unuturum ya da "Kasma" yazarım ki bu bambaşka bir kelime olur. Ya da "Ev" yazmak yerine "Ve" yazarım. "Top" değil "Pot"...
İlk görüşte aşk! Aşk; en uzun hece! Gönüller bir oldu mu! Aşk! İçin ölmeli!
Sayfa 267 - İTHAKİ YAYINLARI
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
452 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.