Doktor raporunu cebine koyan Mustafa Kemal, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin Selanik Şubesi için üye toplamaya başladı. Afet’e göre ilk üyeler eski okul arkadaşları ve öğretmenleriydi: ateşli hatip Ömer Naci ve arkadaşı topçu subayı Hüsrev Sami (Kızıldoğan), Askeri Rüştiye öğretmeni Hakkı Baha (Pars), aynı okulun müdürü Bursalı Tahir ve Askeri Öğretmen Okulu’nun müdürü Mahir Hoca. Selanik Şubesi resmî olarak Hakkı Baha’nın evinde kuruldu. Afet’in anlattığına göre kısa bir süre önce evlenmiş olan Hakkı Baha, üyeleri karşılarken üzerinde Japon pijaması vardı ama yine de toplantının ciddiyetini bozmamıştı. Üyeler Hüsrev Sami’nin tabancasına ellerini dayayıp devrim andı içtiler. Hüsrev Sami’nin anlattığına göre Mustafa Kemal, tek amaçlarının “bedbaht memleketi” kurtarmak olduğunu söylemiş ve “Bugün Makedonya’yı ve tekmil Rumeli Kıtasını vatan camiasından ayırmak istiyorlar. Memlekete ecnebi nüfuz ve hâkimiyeti kısmen ve fiilen girmiştir. Padişah zevk ve saltanatına düşkün her zilleti irtikâp edecek menfur (her aşağılığı yapacak, nefret edilesi) bir şahsiyettir. Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlâl (çöküş) vardır,” diye devam etmişti.
Teneffüsler Tiyatroda
İlk talebeler lise mezunlarından ve sadece bir yıllığına öğretmen okulu mezunları arasından seçilmiştir.
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
ATSIZ'DA AHLAK AHLAKÇILIK: Atsız'ın önem verdiği konulardan biri de ahlaktır. O, ahlaklı olmayı Türkçülüğün şartlarından biri kabul eder. Atsız'ın ahlakla ilgili ilk yazısı Atsız Mecmua'nın 15 Haziran 1932 tarihli 14. sayısında çıkar: "Millî Seciye Buhranı". Yazının konusu, Türk toplumunda "müşterek ve mazbut
Muallim Süreyya
"Her neyse, bir yıla kalmadan, Ziba çocuk kitaplarını okumayı söktü. Bahçede otururduk, bana Dara ile Sara'nın ma sallarını okurdu tane tane ama hatasızca. Bana Muallim Süreyya demeye başlamıştı, Süreyya Öğretmen." Hafifçe güldü. "Çocukça olduğunu biliyorum, ama Ziba'nın kendi mektubunu ilk yazdığı gün anladım: İstediğim tek şey öğret men olmaktı. Onunla öyle gururlanıyordum ki; aynı zamanda da gerçekten değerli bir şey yaptığımı hissediyordum. Anlıyor musun?" "Evet," diye attım. Okuryazarlığımı Hasan'la alay etmek için kullanışımı düşündüm. Bilmediği bir sözcükle karşılaştı ğında, onu nasıl işlettiğimi.
Sayfa 156Kitabı okudu
Konvansiyon Meclisi için seçim duyurusu yapılır yapılmaz adaylığını koyar eski rahip öğretmen. İlk önce sevgili seçmenlerine işitmekten hoşlandıkları ne varsa onu vaat eder! Fouché ticareti koruyacağına, serveti savunacağına, yasalara saygılı davranacağına yemin eder; huzursuzluk yaratanlara karşı, eski rejime olduğundan çok daha kalabalık bir kelime dağarcığıyla esip gürler. Zira Nantes'ta rüzgarlar soldan ziyade sağdan esmektedir.
Sayfa 24 - Can Yayınları
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
… ilk aşkımdı benim, çocukluğumun aşkıydı.
Adnan Menderes ekibinin ilk yaptığı işlerden biri Halkevlerini kapatmak, kitaplıklarında bulunan yapıtları yok etmek oldu. Yeni kitaplıklar açmak şöyle dursun, olanları kapatanların yönetimi, Türkiye aydınlanmasına büyük balta vurdu. Hemen 1 95 1 'de Köy Enstitülerini kapattılar. Onları eskiden olduğu gibi klasik öğretmen okulu haline getirdiler. İlkeler değiştirildi, kurucu kadro iş başından uzaklaştırıldı. Oysa kurulalı sadece on yıl olmuştu.
Köy Enstitüleri sisteminde, görev alan herkesi, her öğrenciyi yetiştirme anlayışı egemendi. Enstitü insan harcama makinası gibi çalışamazdı. Öğrenci eğer amaçlanan başarıya eremezse, yaşamın herhangi bir alanında başarılı olurdu. Buna göre ilk anda başarısız öğrencinin yetiş­tirilmesi sürdürülürdü. Öğretmen olamayan demircilik, yapıcı­lık, marangozluk gibi bir sanata yöneltilirdi.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.