İlk aşk unutulmazmış. Peki ya son aşk? Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası? Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz? Peh.
İlk aşk unutulmazmış. Peki ya son aşk?
Sayfa 47
Reklam
"Bir zamanlar ilk bulanık bakışlarımı görmüş olan siz, tanımlayamadığım şahıslar, yeniden yaklaşıyorsunuz bana. Bu kez sizi tutmayı denesem mi acaba? Yüreğim o eski çılgınlığına yönelsin mi? Sis ve dumanlar içinden yükselerek etrafımı sarıp başıma yığılıyorsunuz. Peki, o halde hükmedin! Beni çevreleyen büyülü soluğunuz tıpkı gençlik yıllarımda olduğu gibi gönlümü titretiyor. Birlikte getirdiğiniz sevinçli günlerin görüntüleri yanı sıra bazı hoş gölgeler belirgin hale geliyor. Eski ve yarı unutulmuş bir masalmış gibi ilk sevginin ve ilk dostluğun izleri gözlerimde canlanıyor. Acılar yenileniyor, şikâyetler tekrarlanıyor. Hayatın içinden çıkılmaz dolambaçlı akışı. Benden önce ölmüş, güzel saatlerin mutluluk düşlerine tanık olmuş o iyi insanların adları anılıyor. İlk şarkılarımı dinlemiş olan o ruhlar birazdan söyleyeceklerimi duymuyorlar artık. Yok olup gitti o eski dost topluluğu ve ne acı ki, ah! Uzaklaşarak kayboldu o ilk şarkımın yankısı. Alkışları bile beni korkutan, tanımadığım bir topluluğa sesleniyor şarkım. Ne var ki, şarkımın hâlâ yaşıyor olması, yolunu şaşırarak dünyaya yayılması keyif veriyor. Çoktandır unutmuş olduğum bir özleyiş uyanıyor içimde. O sessiz ve ciddi ruhlar alemine gitmenin zamanı geldi. Fısıltılı şarkımın belirsiz seslerle havada yayılmasıyla bedenim titriyor, gözyaşlarımın akışını durduramıyorum. Acımasız yüreğim katı değil, yumuşak! Sahip olduğum şeylerin nasıl uzaklaştığını görüyorum. Kaybolmuş şeylerin ise yanı başımda birer gerçek olduğunu."
Sayfa 13 - Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları - 1.Basım
Kalp sırlarla doludur.
§ - İlk aşk unutulmazmış.. Peki ya son aşk? Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası?? Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz?.. Peh!
Peki, ne yapmamız gerekiyor? Müge Hanım : İlk yapmanız gereken, çocuğunuzun uzun süre bir işe yoğunlaşmasını sağlamak . Çocuğun yogunlaşacaği bu iş, resim yapmak olabilir, pyano veya gitar çalmak safranç oynamak, kifap okumak ya da pul koleksiyonu yapmak olabilir. Kısacası, çocugunuzun sevdiği ve yapmaktan hoșlandığı bir ugraşı olmalı. Genç bir adam sõz aldı: "İyi de bunun matematikle ne ilgisi var?" Müge Öğretmen: Doğrudan bir ilgisi var! Matematik, insanın dikkatini yoğunlaşmasını ve belli konular Üzerinde sabırla ve ısrarla düşünmesini gerektirir. Çocuklarınız matematikte başarısızsa bir konuya yoğunlaşma , sabırla onun üzerinde düşünme yetileri yok demektir. İşe buradan başlamamız gerekir. Bütün gün sağda solda koşturan, sürekli bilgisayar veya tablette oyun oynayan ya da televizyonun başından ayrılmayan bir çocuk, belli bir konu üzerinde uzun bir süre sabırla düşünemez."
"Karanlık Oda"
Herkesin karanlık bir odası vardır; anahtarını kimselere veremeyeceği, içinde korkularını, ataletlerini, aşırılarını, uçlarını ve kimseninkilere benzemeyen travmalarla dolu bir odası… Korkular denilince 90’lı yılların sonunda ilk kez okuduğum Irvin D. Yalom’un Nietzsche Ağladığında adlı eserindeki; “Yirmi yıl düşündükten sonra korkuların
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.