Bir sevda sözcüğüydü, Uçtu gönlüme kondu. Erdemli bir yemindi, Yürekte mühür oldu. Arındı tüm kirlerden, Akpak bir bebek gibi, Doğdu bir kucağa, İlklerden çelenk oldu. Ay doğdu, Güneş battı... Güneş doğdu, Ay battı... Saflığına taptığım, Küçük bir kelebeğin, Kanadında düş oldu... V#V
Duyguların tekrarı yoktur. İkinci kez aşık olduğumuzda ilkinden farklı hissederiz, belki daha temkinli, belki daha arzulu. İkinci kez hayal kırıklığına uğradığımızda ilkinin verdiği yıkım yoktur artçı deprem misali. İlk ihanetten sonra güven kavramını yitiririz. “Acaba ihanet eder mi?” düşüncesini hep aklımızın bir köşesinde bulundururuz. İlk defa çok sevdiğimiz birini kaybettiğimizde sonrakiler ilkinin yaşattığı acıyı, üzüntüyü yaşatmaz. İlk defa lunaparka, ilk defa denize gitmiş bir çocuğun gözündeki parıltıyı ikincide göremeyiz. Acaba hayat diye adlandırdığımız bu tecrübeler yığını sadece ilklerden mi ibaret?
Reklam
KUMANDAN SALİH MİRZABEYOĞLU
Bu destan suların akışı gibi Küfrün surlarına tırmanışın ve İlklerden başka örnek tanımaksızın Savaşanların Sen! anadolunun sahibi Sen! beklenen sen! kurtulacak ve kurtaracak olan Duy milyonlarca hasretin sesini Sen eryürek nasipli beklenen sensin Özlenen sensin gözlenen sen…
Bu videoda tam 23 dalda edebiyat dünyasındaki ilklerden bahsettim. Hem keyifli hem de faydalı bir video olduğunu düşünüyorum. Keyifli seyirler herkese youtube.com/watch?v=IuGgzBl...
ZWEİG- SATRANÇ KİTABININ İLK TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
Bu araştırmayı yapıp, yazmamın sebebi geçen gün okuyup, paylaştığım "Satranç" yorumum. İşte ilk Türkçe çevirisi hakkında bulduklarım: “Satranç”ı, Stefan Zweig 1942’de intiharından hemen önce yazmış. Orijinal adı “Schachnovelle” olan kitabın basım serüveni hakkında 1942’de Buenos Aires’te sınırlı sayıda (250 adet) bir ilk baskının
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.