"Ey iman edenler Allah'ı sık sık anın."
Sayfa 305Kitabı okudu
Sahur yapın, çünkü sahurda bereket vardır!
Sayfa 111 - BuhârîKitabı okudu
"Allah'ım! Bildiğim ve bilmediğim kusurlarımdan dolayı senden mağfiret dilerim."
Resûl-i Ekrem(sallallahu aleyhi vesellem)
Sayfa 163Kitabı okudu
Cenâb-ı Hak Fâtır süresinin 29.cu âyetinde: "Gerçek- ten Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı gereği üzere kı- lanlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve âşikâr harcıyanlar asla ziyan etmeyecek bir ticaret (se- vab) umabilirler." buyurur.
Mîmler (m harfleri), Kur'ân'ın meydanlarıdır.
Râlar (re harfleri) Kur'ân'ın bağlarıdır (bostanlarıdır).
Hâlar (h harfleri) onun kaleleri.
Sebbeha (Allah'ı tesbih eder, yüceltir) kelimesiyle başlayan sureler, Kur'ân'ın gelinleridir.
Hâ mîm ile başlayan sureler, Kur'ân'ın dîbâceleri/kıymetli kumaşlardır.
Mufassal , yani Kaf'tan sona kadar olan sureler ise, Kur'ân'ın bahçeleridir.
Bunların dışında kalan surelerse, Kur'ân'ın kervansaraylarıdır.
Dolayısıyla Kur'ân okuru, meydanlara girer, bağlardan bir şeyler devşirir, kalelerin içine dalar, gelinleri görür, kıymetli kumaşları giyinir, bahçelerde gezinir, kervansarayların ortasında dinlenir.
Sayfa 63Kitabı okudu
Neyin hayalini kalbinde, zikrini dilinde taşıyorsan onun zindanında yaşıyorsun demektir. Kelâm-ı kadim "Şeytan sakın sizi Allah ile aldatmasın," der.
İlginçtir, âyette geçen ve "şeytan" diye tercüme edilen kelime asıl itibarıyla "ğarûr"dur. "Ğarûr", yani çokça aldatan.
Bu, şeytanın en bilinen ismidir ve en iyi bildiği şeydir.
Sayfa 10Kitabı okudu
Binaenaleyh Cenâb-ı Hak, ümitsizliğin aslını haram kıldı. Yakub aleyhisselâm haberlerinde varid olmuştur ki, Cenâb-1 Hak, ona vahy göndererek:
Biliyor musun, seninle Yûsuf'u niçin ayırdım? Çünkü sen dedin ki, "Sizin gafil olduğunuz halde kurdun onu ye- mesinden korkuyorum." Neden kurttan korktun da, ben- den ümidini kestin. Neden Yûsuf'un kardeşlerinin gafle- tine baktın da, benim Yûsuf'u korumama bakmadın? dedi.
Nitekim Allah'ın Resûlü buyurmuştur:
الأَحْمَقُ مَنْ أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى عَلَى اللَّهِ الْجَنَّةِ.
"Ahmak odur ki, nefsini hevasına tabi kılmıştır. Allah'tan (böyle olduğu halde) cenneti temenni, etmektedir." Cenâb-ı Hak da: "Sonra bu peygamberlerle salih kimselerin arka- larından (kötü) bir nesil geldi ki namazı terkettiler. Şeh- vetlerine uydular. Bunlar da cehennemdeki Gayya vadi- sini boylayacak-lardır." (Meryem: 59)