Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslâm-içi fırkalar arasında da en temel tartışma başlıklarından birisini amel ve iman ilişkisi oluşturur. Bu mesele salt entelektüel bir tartışma değildir. Çünkü bu mesele önce tasavvuru belirler sonra da Müslümanın Müslümanla ve Müslümanın gayrimüslimle beraber yaşama fıkhını açıklığa kavuşturur. Bir diğer ifade ile içi fıkıh dolu bir muhtevayı ifade eder.
Sayfa 139 - Amelsiz İslâmKitabı okuyor
İMAN-SALİH AMEL İLİŞKİSİ Kur’an-ı Kerim’de iman ve salih amel yan yana zikredilmiş, amel-i salihin faydası ve gerekliliği üzerinde ısrarla durulmuştur. Allah Resûlü (sas) ise ahde vefa göstermek, emanete riayet etmek, konuştuğunda hayır söylemek gibi nice güzel hasleti imanın bir tezahürü olarak zikretmiştir. İman, aktif ve harekete geçirici bir güçtür. Kalbe yerleştiği andan itibaren kendiliğinden bir hareket başlar ve tıpkı kokusunu içinde tutamayan çiçek gibi dış dünyaya salih ameller olarak yansır. Amel-i salih imanın tabii semeresidir. Salih amelin imanla ilişkisi, kalbin bedenle olan irtibatı gibidir. Zira kalp ile beden, iman ile salih amel birbirinden ayrı düşünülemez. Kalbî huzurun doya doya yaşanması, iman-amel bütünlüğünün sağlanması ile mümkündür. Çünkü imanı güçlendirecek ve tehlikelere karşı onu çepeçevre sararak koruyacak olan salih amellerdir. İmanın muhafazası, güçlendirilmesi, canlı tutulması ibadetlerle ve İslam’ın güzel gördüğü davranışlarda bulunmakla sağlanır. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
İMAN-GÜZEL AHLAK AYRILMAZLIĞI
İslam dini, insanları dünya ve ahiret saadetine ulaştırmayı amaç edinmiştir. Yüce Allah’ın gönderdiği peygamberler aracılığıyla bu iki saadetin yollarını göstermiştir. Peygamberler, bize öğrettikleri iman esaslarıyla Allah’ın varlığı, evrenin konumu, Allah ile olan ilişkisi, bizim konumumuz ve hem Allah’la hem de evrenle olan ilişkilerimizin mahiyetini ortaya koymuş; nereden gelip nereye gittiğimiz konusunda bizi aydınlatmışlardır. “İman esasları” olarak ifade ettiğimiz bu inanç sistemi Allah ve âlemle ilişkilerimizi belirler. İslam dininde iman ile güzel ahlak arasında sıkı bir ilişki söz konusudur. İslam bir ağaca benzetilecek olursa iman bunun köklerini, salih amel gövdesini ve güzel ahlak da yaprak, çiçek ve meyvelerini temsil etmektedir. Şüphesiz kök ve gövdenin varlık nedeni ve nihai hedefi meyvedir. Dolayısıyla insan ancak onunla beklentilerine ulaşmış olur. Müslümanlıkta da bütün sistemin odaklandığı nihai hedef “mekârim-i ahlakı tamamlamak”tır.
109 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İnsanın Anlam Arayışı
Kitap, Frankl'nin eserinin dini versiyona evrilmiş hali. Zaten Frankl'nin eserini okuyanlar ne kadar harika bir kitap yazdığını görmüş olacaktır. Kitap 12 makaleden oluşmakta. Bunlar: •İNSANIN ANLAM ARAYIŞI Dr. Fatih Kurt •İNSAN ZİHNİNİN TANRI'YA GİDİŞİ Prof. Dr. Aydin Topaloğlu •TOPLUMSAL BİR İLİŞKİ BİÇİMİ OLARAK İMAN Prof. Dr. Ejder Okumuş •TEVHİT: KULUN İKRARI Dr. Ahmet Murat Özel •DİNİ DEĞERLER İLE İNSANİ DEĞERLERİN ÖRTÜŞMESİ Prof. Dr. Ömer Yılmaz •İSLAM'DA İMAN-AHLAK İLİŞKİSİ Prof. Dr. Ilyas Çelebi •HADİS RİVAYETLERİNDEN HAREKETLE"İMAN-AHLAK BAĞININ VAZGEÇİLMEZLİĞİ Prof. Dr. Huriye Marti •IMAN-AMEL İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA AHLAK Prof Dr Muhammet Şevki Aydın •AHIRETE İNANMANIN İNSAN VE TOPLUM BAKIMINDAN ÖNEMİ Prof. Dr. Cağfer Karadaş •İSLAM'DA KADER ANLAYIŞI Dr. Adil Şahin •KADER VE ÖZGÜR İRADE İLİŞKİSİ: HERKES KADERİNİ YAŞIYORSA İMTİHAN NEDEN? Dr. Fatma Bayraktar Karahan •TEDBİRSİZLİĞE BOYUN EĞMEK MİDİR KADER?Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Her biri birini tamamlayan harika yazılardan oluşmakta. Kitapta ise Fatih hocamız insanın yaratılışındaki yeti gereği, iyiyi kötüden ayırabilecek, doğruyu yanlıştan ayırabilecek bir iradesinin olduğunu ayet ve hadisler çerçevesinde bizlere sunuyor. İnsanoğlu zaten kainat aynasında kendi lehine olacak ve hayatını şekillendirecek, aynı zamanda kendisini mutlu edecek şeyler üzerinde düşünmüş ve onları araştırmıştır.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıKolektif · Diyanet İşleri Başkanlığı · 2019141 okunma
İTİKAD FIKIH İLİŞKİSİ
İslam, hayatın tamamını kuşatan bir dindir. Sadece neye nasıl inanmamız gerektiğini belirleyen ilkeler değil, aynı zamanda hayatımızı tanzim edeceğimiz kurallar da içerir. Bunlara, ahlaki ilkeleri de eklediğimizde ortaya, insan hayatının her aşamasını ve her alanımı kapsayan bir manzume çıkar. Şüphesiz bu üç alan (iman, ahlak ve hayatı tanzim eden kurallar) birbirinden bağımsız değildir. İman ile başlayan mü'min oluş süreci, amel ile gelişir ve ahlaki ilkeler ile bütünleşerek olgun mü'mini (insan-ı kâmil) ortaya çıkanı. İnançla ilgili alanı Akaid, ahlaki alanı Tasavvut ilmi disipline ettiği gibi, ameli hayatı da Fıkıh ilmi tanzim eder. Iman'dan kaynaklanmayan bir Fıkıh, ontolojik olarak da epistemolojik alarak da mümkün değildir. Bir başka ifadeyle inanmak yaşamayı gerektirir. İman ile amel, ruh ve beden gibidir. Biri olmadan diğerinin arzu edilen şekilde var olabileceğini düşünmek mümkün değildir.
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.