Filistin'de* Bir Gün
Bugün ömrümün en nasipli günlerinden biri. Bugün Filistin'den ülkemize gelen Filistinli gazilerimiz ve onların refakatlerine ayrılan bir otelde 24 saatlik bir görevlendirme nasip oldu. Bugün bu kutlu davada bir karınca olmak nasip oldu. Ben bir hemşireyim, hastanemizde de Filistinli hastalarımız oldu ve oluyor ama burada olmak gerçekten
İnsanlığa kızan,öfkelenen, bağıran çağıran bir Tanrı imgesi duyduğum zaman benim zihnimde sürekli 10 15 metre boylarında, uzun sakallı yaşlı bir Tanrı silüeti beliriyor ve bu benim gözümde çok basit kaçıyor. Madem o da bizim gibi görünüyor, neden bize kendini göstermiyor diyorum sürekli? Tanrı'nın böyle bir şey olmadığına eminim. Ama Tanrı var mı, emin değilim. Bir Tanrı var ise bu kadar sahipsiz bırakılmamız anlamsız. Hem sürekli her şeyi kontrol altında tuttuğunu söyleyip hem de bu kadar dünyadan elini eteğini çekmesi imkansız.Etrafına bak, Tanrı orada diyorlar. Ya bunlar şizofren, ya ben körüm diyorum.Ama inanç insana görünmeyeni gösterebilir. Ama bu gerçekten de görünen midir, orası tartışmaya açıktır.
Op. Dr. Taner KAMACI:
“Filistinliler çaresiz değil, çareleri var!
Filistin’i, dünyanın en lüks ülkesine dönüştürüp huzur içinde yaşamaları sadece bir sözlerine bakar;
{ Biz inancımızdan vazgeçiyoruz, Kudüs sizin olsun.}
Onlar bu zulmü Allah için kabullenip, imtihan bellediler.
İnançlarını ne mallarına, ne çocuklarına, ne de canlarına satmadılar ve satmayacaklar!
Gazze’de iman, inanç ve anlayış çok farklı, çok üstün ve akıllara gelemeyecek kadar âli bir mertebede.”
İnsan çocuk kalabildiği sürece sorgulayabilir, sorguladığı sürece hep çocuk kalır. Ancak büyüyenler inanmaya başlar, sorgulamayı durduranlar büyüdüğünü zanneder. Sorgulamayı durdurmak zekâya ihanettir. Oysaki zekâlı davranışın ilk ânı, şüphe duymaktır. Şüpheden korkan sorgulamaz. Dolayısıyla bizi, sorgulamaktan korkutan inançlarımız, düşünsel süreci sekteye uğratma riski taşıyor. Sorgulamayan ilerleyemez. İlerlemek, şüphe duymak. İlerlemek sorgulamaktır. İlerlemek öğrenmektir. İlerlemek beynimizin gerçek potansiyelini ortaya koymaktır. Beyni çeşitli inanç ve korkularla doldurmak, onun gerçek potansiyeline ihanet etmektir. Sorgulamayan, düşünsel sürecine faydalı okumalar gerçekleştirmeyen her insan, kendine yazık ederek ölmüştür.
.
#EMRAAH
Takva
TAKVA ELBİSESİNİ KUŞANMAK
Takva bir şemsiye terim olup bir taraftan tüm günahlardan uzak durmayı, diğer taraftan da inanç, ibadet, ahlak ve doğru davranışları kapsar. Bizi Allah’tan uzaklaştıran her türlü inanç ve eylemi terk etmek takvanın kapsamına girdiği gibi, bizi Allah’a yaklaştıran her doğru inanç, düşünce, güzel söz ve eylem de takvanın kapsamına girer. Takva doğru inancın ve davranışın içtenlik ve samimiyetle beslenmesi, üretilmesi ve ortaya konmasıdır. Aynı zamanda takva, samimi olanla olmayanı birbirinden ayıran bilinçlilik hâlidir. Bu bilinç kişinin hem kalbini hem de davranışlarını kuşatır. Kur’an-ı Kerim, müminlerden imanın gereği diğer güzel vasıflarla birlikte müttaki olmalarını ister. Onları en hayırlı giysi olan takva elbisesine (libâsü’t-takvâ) bürünen kişiler olabilmeye yönlendirir. Müminlere, takvanın bir gereği olarak üzerlerine düşen tüm kulluk görevlerini özenle yapmalarını ve sakıncalı şeyleri de terk etmelerini ısrarla hatırlatır.
Diyanet İşleri Başkanlığı