“Köylülerin en gözde eğlencelerinden biri yakaladıkları kuşun tüylerini rengarenk boyadıktan sonra sürüye katılması için gökyüzüne salmaktı. Parlak renklere bulanan kuş, sürünün bir parçası olmanın güvenine sığınmak için hemcinsleriyle buluştuğunda diğerleri bu boyalı kuşları kendileri için tehlike addederek anında saldırıya geçer, gagalarıyla parçalayıp canını alırlardı.”
Öyle bir kitaptı Boyalı Kuş. Seçmediği fiziksel özelliklerinin kurbanı olan milyonlarca çocuğun hikayesinden yalnızca biriydi. Kosinski, savaş yıllarının Avrupa’sını, toplumun ayrımcılığını, nefretini, çaresizliğini gerçekçi bir bakış açısıyla önümüze sermiş. Kitabın adıyla kahramanımızın başından geçenlerin tutarlılığıda manidardı. Küçük çocuğun başından geçenleri “ bu kadarı da olamaz” edasıyla şaşkınlık ve üzüntü içinde okuduğumu söylemeden de edemeyeceğim.
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,604 okunma
İnsanın yaşam anlamını yitirebileceği en umutsuz koşullarda bile bir anlam arayışında olması gerekir. Hayat önümüze acı, mutluluk, özlem,kaygı ve dahası her şeyi getirecektir. Hepsinin kendi içinde bir getirisi olacaktır. Bunu bilmeli, kabullenmeli ve getirilerini alıp yolumuza devam etmeliyiz. Hayatı “uyanık” yaşadığımız ve yaşamımızın anlamını, amacını bulduğumuz, görevlerimizi bildiğimiz sürece yaşamı yaşanabilir hale getirebiliriz.