Kadınlar Ülkesi serisinin ilk kitabı olan Dağı Yerinden Oynatmak yazarın yaşadığı döneme göre yer yer olası, yer yer ütopik ve kadınların üstün olması ile kurgulanmış yeni bir dünya hatta yazarın deyimi ile yeni bir din "dünya dini". Kadınların üstün olması derken aslında o döneme göre bir üstünlük bu yani bir kadın güzellemesi olduğunu ilk başta biraz düşünmesem de sonradan olmadığını gördüm daha çok aşağı statülere sahip ya da hiç statüye sahip olmayan kadınların aslında "insan" olması durumu en azından yazar bu şekilde ifade etmiş. Bu bir cinsiyet meselesi değil, insanlık meselesi.. şuan bize basit ve komik gelsede kahramanımız bir kadının (yeğeni) kendine ait bir evinin "evlenmeden" olmasına inanamadı. :) hemen hemen bir ülkede ne sorun olabilecekse (evlilik, gençlerin yetişmesi, bulaşıcı hastalıklar, suçlar, mülteciler, sağlık ve daha bir çok) tümüne değinmiş diyebilirim. Anlatım olarak çoğu zaman sıkıldım fakat bu yeni dünya merak uyandırdığı için bırakamadım ve elbette seriye devam edeceğim.
Ek olarak tüm değişimlerin zihinle ve düşüncelerle başlayacağı fikrini önemli bir unsur olarak sıkça karşımıza çıkarması çok hoşuma gitti.
Değişimlerimizin en büyüğü, en anisi, en hayati olanı dünyanın düşünce yapısının değişmesi! Asıl gerçek fikirlerdir efendim! Tuğla ve harç mı? Haydi oradan! Tuğla ve harcı seçtiğimiz herhangi bir şekle sokabiliriz ancak önce seçmemiz gerekir!!
Her şeyi kolayca, pratik bir şekilde hallediyoruz artık, bunu daha önce de yapabilirmişiz ancak hiç ihtimal vermemişiz. Aslında esas fark şu: zihniyetimizi değiştirdik.