Neye odaklanırsan onu çektiğine göre neyi istemediğine değil, neyi istediğine odaklan. Sen onu çekersin ve sen böyşr başka şeylere yakınlaştıkça, odağında değiştikçe, artık tercih etmediğin deneyim de daha uzak kalır sana.
Sayfa 322Kitabı okudu
Doğru zamanla çok önemli. İşte bu yüzden bilgiler asırlardır 'Sabır, sabır,' demişler. Yaşam her an getiriyor zaten senin için o an en uygun olanı, o an ne yapacağını. Şu an olmuyorsa, şu an vakti değildir ya da o senin değildir. İki durumda da endişelenecek kötü hissedecek bir durum yok ki. Senin olmayan seninle işlemez zaten. Vakti değilse de, olması için gerekli bir sonraki adımı sana en uygun hali ile, olgunlaştırarak, en doğru zamanda getiriyor demektir zaten, güven. Sen şimdide ne oluyorsun ve neyi deneyimliyorsun, ona bak. Yaşamın bu, burası, şimdi. Bırak endişeyi, ne gelecek ne gidecek vesveselerini.
Sayfa 292Kitabı okudu
Her şey geçici bu alemde. Acı da, hüzün de ve bunlar gibi istemediğimiz her duygu da. İçinden geçebilirsek, onu getiren anılarla birlikte geçip gidiyor, er ya da geç. Ama direnirsek acı ve ıstıraba, hüzün koyu bir karanlığa dönüşerek yapışıyor varoluşumuza. Bu nedenle cesaretle kendimizi açmak gerekiyor yaşamın her an getirdiği farklı deneyimlerle oluşan duygulara.
Sayfa 279Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Yaşam sana her an ne getirirse, onu yaşarsın, geçip gider. Bir deneyim daha kazanırsın, yaşarsın. Anın getirdiği ile savaşırsan, direnirsen ve olmasın, gelmesin ya da olduğunda, 'Ben bunu istemiyorum, bunu kaldıramam, buna dayanamam.' diye direnirsen gelmesine izin vermiyorsun demektir. Ki bu da geçip gitmesine olanak vermez. Sen direnir durursun, direndikçe yapışır kalır sana ve seni dize getirir. Mutlaka ama mutlaka o geçip gidemeyen enerji seni içten içe bir şekilde tüketir.
Sayfa 135Kitabı okudu
Özetle, burada isen, o anı yaşayan bedeninle birlikte gerçekten yaşıyorsun, varsın. Var oluyorsun. Hayalde isen, ki buna geçmiş ya da gelecek diyoruz, o zaman yoksun.
Sayfa 128Kitabı okudu
İnsanlara bak, genelde durum bu: evde kimse yok. Bedeni burada, bilinci derin uykuda, zihnin elinde geçmişte ya da gelecek düşüncelerinde kayıp. Ve işte insan vaktini ne kadar çok oralarda, geçmişte ya da gelecekte geçirirse; o kadar yok, o kadar yaşamıyor, o kadar boşlukta yuvarlanır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Mesele bir şey olmak değil, mesele sen olmayan her şeyden soyunup, en başta sende 'Ol' denmiş olanı yaşamaktır.
Sayfa 72Kitabı okudu
İnsan her şeyini kaybettiğinde, elinde kalan son şey için umutsuzca savaşır -ve benim elimde kalan son şeyse onun bana bıraktığı mirastı,o sırdı.
Sayfa 54Kitabı okudu
Eğer bir adamın hayatında duyduğu haz ve keder yekûnları hesap edilecek olursa görülecektir ki hiç kimse kimseden daha fazla ne mesut ne de bedbahttır. Hepimiz kahkahalarımızı gözyaşlarımızda ödüyoruz ve bu hususta bir dilenci bir milyarderden farksızdır.
Sayfa 50Kitabı okudu
Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ıstırapla ödediğimizi bildiğim için, hiçbir şeyden yüzde yüz saadet ümit etmiyor ve yüzde yüz felaketten korkmuyordum.
Sayfa 49Kitabı okudu
Dedenin, anneanne ya da babaannenin uzakta da olsa sağ olduğunu bilmenin verdiği tuhaf sıcaklık ve güven hissi işte. Daha fazlası değil.
Sayfa 101Kitabı okudu
‘Hayır’ demek cesaret ister; başkaları kırılır mı, alınır mı, beni sevmezler mi, hakkımda olumsuz düşünürler mi gibi sorular içinde yaşamını düzenleyen biri ‘hayır’ diyemez. Çünkü, henüz yaşamında neye ‘evet’ dediğini keşfetmemiştir.
Sayfa 144Kitabı yarım bıraktı
‘Hayır’ demesini bilmeyen kişi güçsüz kişidir. Hayır demesini bilmeyen kişinin ‘evet’inin de anlamı yoktur.
Sayfa 102Kitabı yarım bıraktı