Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem

İrem
@iremtan
Psikoloji
Sakarya, 14 Şubat 2001
107 okur puanı
Eylül 2016 tarihinde katıldı
Öldü sanılıp gömülmüş, ancak toprağın altında tabutunun içinde uyanıp bağırıp çağıran, kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini kadın: Ancak onu yukarıda duyan yoktu, insanlar toprağın üzerinde hafif adımlarla yürüyor, onun sesiyse yalnızlığın içinde boğulup gidiyordu.
Reklam
Ama kimse yoktu ki burada, rol yapması gerekmiyordu, ilk kez kendisiyle baş başaydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı.
Ne yapacağını bulamıyordu; içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü.
Reklam
Ey insanoğulları! Ömrünüz bence bir hiç. Kim ermiş bu dünyada Özlenen mutluluğa? Hayal mutluluk denilen; O da sönüverince Anlar gerçeği insan.
Sadık bir dostu reddetmek, bence kendi kendimizi hayatın en aziz bildiğimiz bir parçasından yoksun bırakmaktır.
Haklısın. Biz kadınlar duygularımızla ve duygularımız için yaşıyoruz. Tutkularımızla ve tutkularımız için demek daha yerinde olur.
Sayfa 101Kitabı okudu
Cezalandırılmaları yerinde, ancak acı çeken sadecd onlar olmamalı. Bir adam ve bir kadın günah işlediyse bırakın ikisi de çöle sürülsün, birbirlerini orada sevsin veya birbirlerinden orada nefret etsinler. Bırakın ikisi birden damgalansın. İkisinde de bir iz bırakın eğer istiyorsanız, ama birini cezalandırıp diğerini serbest bırakmayın. Erkekler için başka, kadınlar için başka bir yasanız olmasın.
Günümüzde insan ölüm hariç her şeyin üstesinden gelebiliyor; her şeyden de kurtulabiliyor, iyi bir şöhret hariç.
Reklam
Hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Beni bırakmadan, sarılışını gevşetmeden, bana nefes aldırmadan öpüyor, öpüyordu. Öylesine bir şiddet ve gözü kararmışlıkla öpüyordu ki sevgisiyle beni neredeyse hırpalıyordu. Hararetten bitkin düşmüş ve susuzluğunu gideremeyeceğinden korkan birinin su içmesi gibi öpüyordu. Sanki ölümden kurtulacakmış gibi tarifi imkansız bir istekle öpen birinin minneti, heyecanı ve özlemiyle öpüyordu.
"... Bizim artık annelerimiz ve büyükannelerimiz gibi düşünmediğimiz içlerinden birinin bile aklına geliyor mu sanıyorsun? 'Efendim aşağı, efendim yukarı' diye etraflarında dört dönüp duran kadınlardan değil de artık kendi kendimizin efendisi olduğumuzun, kısacası eski kölece anlayışları rafa kaldırdığımızın farkındalar mı sence?"
"Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle yetinmiyorsunuz, hiç düşünmeden, hiç kuşkuya kapılmadan, hatta ayrımına varmadan alıyor ve veriyorsunuz; tehlikeye gülerek, kendinizi unutarak bakıyorsunuz; takaten kesilen bir akıl ve yoğunlaşan bir ruhla ilerliyorsunuz, ilerliyorsunuz... varabileceğiniz en, en yüksek yer bu değil mi? Seçkinliğimiz, soyluluğumuz burada değil mi?"
"Evet, hayat böyle bir şey işte," diye kızı o hoş ruh halinde tutmaya çabalayarak onayladı. "Büyük kuramlar geliştiriyoruz, ruhen uyumlu olmak istiyoruz, her şeyi kılı kırk yararcasına sınamak istiyoruz, ama sonunda başka hiçbir işarete bakmadan anın bahşettikleriyle seçiyoruz birbirimizi."
436 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.