Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kitap_okuyanların_sayfası

Kitap_okuyanların_sayfası
@ironi_
304 syf.
·
Puan vermedi
Momo, büyük bir kentin tiyatro harabelerinde yaşayan küçük bir kızdır. Buldukları ya da kendisine hediye edilenler dışında hiçbir şeyi yoktur. Ancak olağanüstü bir yeteneği vardır: Momo, muhteşem bir dinleyicidir ve bunun için oldukça bol zamanı vardır. Momo düşünüldüğünün aksine çocuk kitabı değil çok kaliteli distopik bir eserdir. Masumluğun, karşılıksız yardımlaşmanın ve saflığın timsali Momo ve karşı tarafta çıkarlarının peşinde koşarken her türlü önlemi alıp ve haksızlık yapan "Duman adamlar". Momo karakteriyle dinlemenin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan yazar, duman adamlar teşkilatıyla da zamanını sadece çalışmak için yaşayanların düştüğü boşluğu anlatıyor. Keyifli okumalar.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201765,6bin okunma
Reklam
145 syf.
·
Puan vermedi
Gelelim kitaba. Evden kaçıp Benjamenta enstitüsüne gelen Jakop Von Gunten'in hikayesi. Enstitü, erkeklere adabı muaşeret eğitimi veren bir okul. Genelde fakir çocuklara, zengin ailelere uşak yetiştirmek için nasıl davranılması gerektiğine dair verilen eğitim. Hani bir çok filmde köşk, malikane gibi yerlerde evin bütün işlerini halleden tipler olur ya, çok itaatkar uşakların eğitimini aldıkları yer. Jakop van gunten, boşlukta bir çocuk ya da genç diyelim. Enstitüdeki arkaşlarını, idareci ve öğretmenlerini kendi gözlemleriyle anlıtırken, hayata dair de fikirlerini aktarmaktan geri kalmıyor Jakop. Yapı olarak yaramaz, gıcık ve ilginç bir tip. Temelinde, yatılı bir enstitüye uşak olabilmek için giden 17 yaşında soylu kökenden bir çocuğun okuldaki eğitim ile gerçek dünya arasındaki bocalamalarını kapsıyor kitap. Altı çizilecek çok fazla tespit var. Genelde kızgın ve ters tespitler bunlar.
Jakob Von Gunten
Jakob Von GuntenRobert Walser · Jaguar Kitap · 2019345 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
“İşte kitabın planı: Bir adam bir kadına mektuplar yazar. Kadın adama aşktan söz etmeyi yasaklar. Adam yazgısına razı olur ve ona Rus edebiyatından söz etmeye başlar. Bu onun için kıvırmanın bir yoludur.” Her şey bu paragrafla başlıyor. Ne sevgiliden vazgeçebiliyor ne de ona yazmaktan. Ona aşkını yazsa, sevdiği kadın ondan soğuyacak. İlkin bulunduğu şehrin hava durumununu yazıyor. Sonrasında adlarını hiç duymadığım Rus yazarlarının hayatından kesitler sunuyor. Rus yazarları anlatırken salt bilgi olarak değil onlarla beraber aynı dönemde  yaşamanın samimi havasıyla anlatıyor. Kitap beklediğimden çok güzel çıktı. Bu kitabı yayımlayan @telemakkitap a teşekkür ediyorum. Bu tür kitapların çok farklı bir havası oluyor. Bana Gospodinov'un "Doğal Roman" kitabını anımsattı. Yazarın entellektüel dökümanı beni çok mutlu eder. Bu kitapta öyle. Aşkla ilgisi olmayan şeyleri aşık olduğun kişiye yazmak. Bütün doğallıyla elinde ve zihninde olanı mektuplara dökmek. Hiçbir şey beklemeden.
Aşkla Hiç İlgisi Olmayan Mektuplar
Aşkla Hiç İlgisi Olmayan MektuplarViktor Şklovski · Telemak Yayınları · 202156 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
128 syf.
·
Puan vermedi
Kitaba geçmeden önce Yayınevine yakın bir zamanda katılan https://1000kitap.com/vacilando.kitap tan söz etmek gerekir. Şimdiye kadar çıkardığı ve okuduğum kitapları o kadar güzel ki, rahatlıkla şunu söyleyebilirim, çok ince elemelerden geçerek seçildiği belli oluyor. Okuduğum kitapların yazarlarıyla ilk defa tanışıyor olmak beni yepyeni heycanlara sürüklüyor. Benim gibi edebiyat okumalarına önem veren okurların mutlaka bakması gereken yayınevidir. Mahmut Yesari, hayatta olmayan, olması 'imkan ve ihtimali' bulunmayan şeyler, olabilir diye romana koyulacak olursa; okurların hayal kurarak aklı yatacak olsa bile olayın sahteliği hakkında, içinde bir şüphe uyanacağı şüphesindeydi. Bu düşünce elbette yazarın gerçekçi bir bakış açısıyla, hayatı olduğu gibi yansıtarak, gerçek kişileri roman ve hikayelerinde ele almasının asıl sebebidir. Yesari, Yakacık ve civarını öykülerin içinde eşsiz tablolar halinde önümüze serer. Dingin bir yürüyüşte okurunu da yanına alır. Bir yandan köylüyü, kahveciyi yazarken, bir yandan da senartoryumda yatan küçük bir çocuğun bekleyişini bir "Akşam Garipliği" içinde fevkalade yalın, fevkalade dokunaklı şekilde aktarır.
Yakacık Mektupları
Yakacık MektuplarıMahmut Yesari · Vacilando Kitap · 202022 okunma
564 syf.
·
Puan vermedi
Murakami den okuduğum ikinci kitap, konu, karakterler, dil akıcı ve güzel ama ilk kitabını yarım bırakma sebebim olan cinsellik yine çok fazla var. Karakterin kadınları cinsel objeden başka bir şey olarak görmüyor. Tek derdi cinsel organıymış gibi anlatıldığı bölümler beni rahatsız etti. Bana göre Murakami efsane olmak değil modern olmak istiyor. Her ne kadar yazarı sevmessem de Modern edebiyatın en seçkin yazarlarından. Kurguları çok iyi. Hele ki bu kitapta bulduğu konu zekasını alkışlayacak nitelikte. Çoğumuzun merak ettiği ve tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz "Paralel evren" konusu. Stanley Kubrick ve Christopher Nolan'ın filmlerine ilham olan konu. "Haşlanmış harikalar diyarı" ve "Dünyanın sonu" adıyla iki bölümden oluşan paralel evrenler.
Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın SonuHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20112,651 okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
Bayan Caliban ı okurken aklıma "Suyun sesi" filmi geldi. Büyük ihtimal bu kitaptan esinlenilerek çekilmiştir. Çünkü konu ve yaratık çok benzer. Üzerinde bilimsel araştırma yapmak için okyanustan çıkarılmış bir yaratık ve bu yaratığın enstitüden kaçıp Dorothy nin evine sığınmasıyla gelişen olaylar. Hayatın tek düzeliğinden sıkılmış, kocasıyla arası bozuk ve evladını kaybetmiş Dorothy için yeni bir macera arayışının ilk adımı oluyor yaratık Larryle karşılaşmak. İlginç olan Larry'nin insanların diliyle konuşması ve Dorothy le çok rahat anlaşabilmesi. Kitapta iki ana konu mevcut birincisi Laboratuvarlarda kullanılan derneklere uygulanan kötü muamele, bir diğeri insanların kendi yalnızlığına çekilip farklı bir yaşam arzusu.
Bayan Caliban
Bayan CalibanRachel Ingalls · Jaguar Kitap · 2020242 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okuyup okumamada kararsız kaldım hep. Nedeni ise animasyon filmini izlemeden, filmle ilgili yorumların kafamı karıştırmış olmasıydı. Yalnız bir kez daha anladım ki kitap ile film aynı parallelikte gitmiyor çoğu kez. Kitap o kadar güzel ki büyük ihtimal animasyonu da okuduğum yorumlar kadar kötü olmadığına eminim. İsmi yanıltmasın. oldukça eğlenceli, okuması kolay, yarı distopik, çokça ironik, sonunda çok da şaşırtmayan bir kitaptır. Dünyayı güzellik kurtaracak felsefesiyle yaşayan küçük Alan'ın karamsar mı karamsar aile üyelerini fark ettirmeden nasıl değiştirdiğini kalbinizde uçuşan kelebeklerle okuyacaksınız evet kabul ediyorum kelebek biraz abartı oldu.
İntihar Dükkanı
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,1bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Beyaz Geceler : St. Petersburg'da mayısın son haftası başlayıp temmuzun 15'ine kadar devam eden, geceleri havanın bir türlü kararamaması olayına verilen isimdir. Yazar, Beyaz Geceler isimli bu öyküsünde Petersburg'da "hayalperest" ismini verdiği kahramanımızın başından geçen 4 günü anlatmış. Romanın kahramanı olan genç adam, St. Petersburg’un kasvetli ve beyaz gecelerinden birinde, tesadüfen kendisi gibi yalnız olan bir genç kızla tanışır. İsmi Nastenka olan genç kızla beraber, tüm hayallerini ve anılarını paylaştıkları dört beyaz geceyi St. Petersburg’un sokaklarında geçirir. Nastenka; birkaç yıl önce tanıştığı, fakat bir yıldır uzakta olan sevgilisini beklemektedir. Genç adam ve kız, geçirdikleri gecelerde birbirlerine yakınlaşırlar ve ikisi de karamsar duygularını unuttukları anlar yaşarlar. Dördüncü gecenin sonunda Nastenka’nın beklediği sevgilisi gelir ve genç kız hikâyenin kahramanıyla arasında başlayan zarif aşkı, yine zarifçe bitirerek sevgilisine döner. Kitabın kahramanı olan genç adam ise eskisi gibi hayalperest yaşantısına devam eder.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · İz Yayıncılık · 201973,9bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
Yayım hayatına yeni başlamış olan https://1000kitap.com/vacilando.kitap 'tan okuduğum ikinci eser bu. Bu eserde de beni yanıltmadı yayın evi. Yine kendilerine teşekkür ederim. Öykü kitabından oluşan "Hamurabi" tamamen kalite kokuyor. Öyküleri okurken o kadar mest oldum ki anlatamam. Yazarı tanımamış olmamdan dolayı biraz acemilik göreceğimi ve kendini ispatlamak için vurucu ve sarsıcı sonlarla öykülerini bitireceğini düşünmüştüm. Hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Gayet sakin ve profesyonel bir akış ve yazıyı kasmayan sonlar. İlk iki öyküyü okuyunca "oh be" güzel bir şeyler okuyacağım diyorsunuz zaten. Öykülerin içinde her tarz var gibi. Güldürü, melankoli, durum, yaşantı ve belki de bir öykü de en zor olan distopya. Distopik öyküyü daha önce Sadık Hidayet'in "Alacakaranlık" kitabında görmüştüm. Bir de burda. Özellikle son öykü "Hammurabi" ye ayrı parantez açmam gerekiyor. Tipik distopik bir konu gibi okurken bir anda önceden başka bir öyküyle bağlantılı olduğunu anlıyorsunuz. Ve beni acaba öyküler birbiriyle ilişkili mi korkusu sardı. Kesinlikle tat alacağınız güzel bir öykü kitabı "Hammurabi" keyifli okumalar
Hammurabi
HammurabiAhmet Şimşek · Vacilando · 202168 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
Murathan Mungan'ın alışılmadık kısalıkta, 1-1.5 sayfalık kısa öykülerini, kitapta yer alan şu cümleleri çok iyi anlatıyor: En kısa hikâye parçasına an denir. Bazı anlar bütün yaşamımızı belirler. "Bütün yaşamımız" dediğimiz de o birkaç âna bakar aslında... Bu yüzden yıllar sonra en çok hatırladıklarımız anlardır. Gerisi bulanıktır. Geçmişi anlar berraklaştırır. Kitaba gelince yazarın deyişiyle kısa öykülerden oluşuyor. Aslında bazıları öykü mü tam anlayamadım. O kadar kısa ki, bazıları aforizma, bazıları isyan bazıları da zihinden o an dökülmüş gibi duruyor. Bunun yanında bazı öyküler özellikle 1 ya da 1.5 sayfalık olanlar, o kadar yoğun ve çarpıcı ki her birinden roman bile olur. Özellikle "Gaz, ruj" öyküsü tek başına iyi ki okumuşum bu kitabı dedirtti bana. Öykülerde bir tema yok hatta öykü sonunda beklediğimiz çarpıcı son da yok ama güzeller.  Her öyküsü tam da bir çakımlık ışık verip sönen kibrit çöpü misali. Nedendir bilmiyorum ama öyküleri okurken aklıma hep yazarın "Yalnız Opera" şiiri geldi aklıma. Keyifli okumalar
Kibrit Çöpleri
Kibrit ÇöpleriMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20181,244 okunma
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
Kirke, fantastik ve mitolojik bir eser. Mitolojik olduğu için öncesinde bilgi sahibi olmak gerek. Mitolojik tanrıları ve hikayelerini çok güzel bir şekilde hikayeye serpiştirmiş. Kirke, genel anlamda kadınların yaşadıkları sıkıntılarla nasıl baş edeceğini anlatıyor. Hatta sadece bir dönem değil, çocukken, gençken, seviyorken, anneyken yani bir ömür boyu. Eserin mitolojik olması ya da Kirke'nin yarı tanrı olması bir şeyleri değiştirmiyor. Gördüğü baskının adı değişiyor sadece. Konuya çok değinmek istemiyorum uzunca bir anlatım gerekiyor. Konu akışı, mitolojik karakterler, tanrısal haller genç okurların ilgisini çekecek türde.
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,7bin okunma
262 syf.
·
Puan vermedi
#okudumbitti  benim yorumum #kitapyorumu Oliver Sacks'in "Karısını Şapka Sanan Adam" kitabını okudum. Kitaplığımdaki bazı kitapları hiç araştırmadan aldığımı fark ettim. Bir başka deneyimim de kitabın ismi, kitabı aldırtan bir özellik olduğunu anladım. Norolojiyle ilgili bir kitap olduğunu bilsem büyük ihtimal almazdım fakat okurken çok da pişman olmadığımı fark ettim. Profesör Sacks'tan romantik tavırlı, geniş ve açık uçlu yaklaşımlarla örülmüş "ciddi" bir kitap. Sıradan her insan için "zihinsel" bir yolculuk, nöroloji ile ilgilenenler içinse kaçınılmaz bir kitap. Oliver Sacks’in kendi hastalarının hikâyelerinden oluşan bir kitap. Toplam yirmi dört vakanın anlatıldığı bu kitaptaki hastalıkların neredeyse tamamının çaresi bulunmamakta. Anlatılan vakalar birbirinden ilginç ve etkileyici olmakla birlikte, maalesef trajik. Bu kitapla birlikte daha iyi anladım ki insan beyni, içinde neler barındırdığı tam olarak bilinemeyen en değerli hazinemiz.
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,523 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ismi karakterin ismine gönderme yapılarak verilmiş. Erling fall. Fall, düşüş demek. Norveçte yargıçlık yapan Fall, eşinden gelen boşanma kağıdıyla boşluğa düşüyor ve hikaye aslında böylece başlamış oluyor. Eşine alışık bir adam bir an da boşluğa düşünce ne yapacağını şaşırıyor. Kitabın yarısı bu bocalamalardan ibaret. Bütün hayatı eşinden ibaret gibi. Kitabın bu kısmını okurken aklıma boşanmış bir erkeğin ruh hali geldi hep. Yazar bu psikolojik durumu çok iyi anlatmış. Hele bir de başka bir erkeği tercih edip boşanmışsa. Bu psikolojik etkinin insanı nelere sürükleyeceğini çok iyi gösteriyor yazar. Durumun saçma hali cinayete kadar gidebildiğini ülkemizde sürekli şahit oluyoruz. Eşinin yarattığı etkiden kurtulmak için arkadaşı aracılığıyla yeni bir yaşama adım atan karakter, bu sefer de başka bir kadına aşık oluyor. Olayın dramatik hatta hastalıklı hali burda başlıyor aslında. Sürekli paranoya hali şeklinde "ya eşim beni aldatıyorsa" diye düşünüyor. Ve sonrasında soğukkanlılıkla gerçekleşen cinayet. Kitap hakkında çok şey yazılabilir belki ama tek bir cümle benim için yeterli. Hastalıklı bir beyne sahipseniz ne yapsanız boş. Keyifli okumalar
Düşüş
DüşüşKetil Bjornstad · Metis Yayıncılık · 200634 okunma
166 syf.
·
Puan vermedi
Okurken aklıma Oğuz Atay üslubu geldi. Kısa ve kesik cümleler. Daldan dala atlanılan konular. Hayatın içinde yer alan devinimi dert eden bakış. Bir türlü oturmayan sıradanlığın vermiş olduğu huzursuzluk hali. Hiçbir şey yapmadan her şeyin değişmesini isteyen zihinsel yoğunluk, bedensel pasiflik hali. Bu ruh halini yaşayan o kadar yaşantı var ki, düşüncelerini yazmak çok satır gerektirir. Karakterimiz Cemil o kadar çok konuşuyor ki, oturduğu toplu konutların inşaasını anlatırken bile Türkiye'de sorun olan meseleleri bile çaktırmadan okuyucuya çarpıyor. Masada otururken düşünmeye başladığında daldan dala çok güzel atlayabiliyor. Hayatında gerçek olan şeyler editöre basılması umuduyla verdiği roman, eşi Nazlı ve arkadaşları geri kalanlar sadece düşünce... Gündelik hayatlarımızın sıradanlığı, ardından gelen o bitip tükenmez bıkkınlığımız. Mütemadiyen bir kaçma hali. Yer yer muhteşem cümleler ve aforizmalar...
Sinek Isırıklarının Müellifi
Sinek Isırıklarının MüellifiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20213,487 okunma
167 syf.
·
Puan vermedi
Ülkemizde sosyoloji ve psikoloji alanında bu tür sağlam kalemlerin ve kitapların olması beni çok mutlu etti. Tabi ben de geç tanımış olabilirim. Hayat, bilimsel tespitlerle örülmüş fikir kitabı. İçi dopdolu. Kesinlikle okuyucuya çok şey katan objektif bir zihinle yazılmış çok faydalı bir kitap. İçinde hayatla ilgili ne düşünüyorsanız var. Toplumsal duruştan, ilişkilere, devlet idaresinden, adabı muaşerete, medyanın zihinleri etkilemesinden, ulusların zihin yapısına ve daha niceleri. Üstat Engin Geçtan'ın bilimsel dayanaklarla örülmüş kişisel  yaşantılarının bir sunumu.
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,047 okunma
193 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.