Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Simge

Simge
@isabellaswan
Masallarla büyüdük.Tek istediğimiz o masallardaki prensesler gibi sevilmek ve sonsuza kadar mutlu olmaktı. Ama modern çağda prensesler yorgun düştü.Hayalkırıklığı ile öğrendiler ki masallar gerçek olamazmış. Bibliomania
İoanna Kuçuradi: "İnsanların robotlaştırıldığı, robotların da insanlaştırılmaya çalışıldığı bir zamanda yaşıyoruz."
Reklam
Arkadaşlar bu uygulamada gökhan diye biri var. Bir sürü takipçisi olduğuna güvenerek ve nasılsa benim yazdığım görülür diyerek alıntılarımı aynen alıp paylaştığını fark ettim ve hemen engelledim. Bu kişi sözde orda burda edebiyatçılık ve aforizmalar kasıyor, efendim incelemelerde millete laf dokunduruyor vs. Sizler de kanmayın böyle sözde "sıkı okur"lara. Emek edip okuyup cımbızla çektiğiniz ve kimseye gösteriş yapmak için değil ama ileride dönüp bakarım diye paylaştıklarınızın prim yapmak için kopyalanmasına izin vermeyin.
Giden kişiye tutunmayın aksi halde gelen kişiyle tanışamazsınız. Jung

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İmparotiçe, yoksunluk duygusu olmadan gelir. Yoksunluk duygusuna sahip olmadığı için çırpınmaz etrafına, aranmaz, kendi kendine yeter, kendiyle sakindir. O kraliçe arıdır. Yerinde ağır bir enerji yayar, saygınlık yayar. Onu anlayamayan daha düşük frekanstadır ve düşük frekansların gelgitlerine alışkın olduğundan kraliçenin had bildirişlerini fevrilik sanar. Anlayamaz. Anlayamadığı için de suçlanamaz aslında çünkü algısı o kadardır, potansiyeli o kadardır, anlama zamanı gelmemiştir. Herkes imparotiçenin değerini anlayabilecek değer duygusuna sahip değildir. Hazinenin ne olduğunu bilmeyenden hazine avcısı olmaz, olsa olsa tüccar olur. Senin gibi elması bulur ama anlamaz, çünkü gözü gösterişli altın dolu sandıklara kayar. Çünkü fazlalık, şatafat, seçenek, zenginlik hissi, kazanç beklentisi kamaştırır gözünü. Oysa gerçek bir hazine avcısı seni kör kuyularda arar, kimsenin dönüp de bakmayacağı en kuytu ve en hiçlik duygusu olan yerlere bakar. Çünkü değer, göz önünde olmaz. Değer, insanların en önce görmek istemediği ve en çabuk vazgeçtiğidir. Değer, insanlara kötü hissettirir. Ancak kendi de bir o kadar değerli kişi kendini zayıf hissetmez yanında değerin, aksine tamamlanmış hisseder. 07.03.2022
Kendini gerçekleştiremediğin için hayatının seni küçültmek için dayattığı siyah çizgileriyle seni sınırlamasına izin verme. Kendine doğmak için bulduğun delikten doğ ve alanını genişlet ışığını yayarak.Kalbini temiz tut, umut et baharlara, yüreğini hafiflettikçe rüzgarda savur elindeki mendili ve bir atı dehler gibi fışkırmasına izin ver cesaretinin. Senin olanı yani etki alanını yay, yaydıkça daha sağlam köklen, köklendikçe daha fazla dallanıp budaklan ve dallandıkça daha fazla güneşi em ve daha fazla çiçek aç. Tüm ısırgan otlarına inat ve onlara aldırış etmeden, zaten büyüdükçe onların gölgende kalacağını bilerek yalnızca yukarı bak. Göğe dön yüzünü, yere döndüğünde gördüğün en fazla açtığın çiçekler olsun. Ama başın da dönmesin onlardan, böbürlenme. Isırganlara baktıkça ya da çiçeklerinle övündükçe en başa dönersin, etki alanın giderek daralır ve çoraklaşırsın. Bunu yapma. Kalbini hep temiz tut ve iyi olan gelecekte de. 07.03.2022
Reklam
Tarkan- Biz çocukken
Solgun yılların yorgun izi Ah, dedim Hayatın elinde bi çare insan Biz her mevsim yazdık Hep aşk, hep sevdaydık Her gün döndü dünya Kimdik kim olduk? ...
Feridün Düzağaç- Beni Bırakma
Belki korkuları hayallerimiz boğar... ... Kimse kimsenin her şeyi olamazmış... Dili geçmişten tek yaramsın sen...
"Düşünmek zor bir zanaattır. Bu yüzden çoğu insan sürüyü takip eder." Jung
"Dışarı bakanlar düş kurar, içe bakanlar uyanış yaşar." Jung
Son Şaman filminde ağır depresyonla mücadele eden James; Peru'ya gidiyor, bitkisel tedavi yöntemlerini denemeye karar veriyor. Burada tanıştığı kişilerde gerçekten kendisine yardım etme isteğini ve bunu iyiniyetle yapan birini arıyor. Bunun ticari amaçla yapılmadığını duyduğu bir köye gidiyor ve orada Pepe isminde bir köy şamanıyla tanışıyor. Ancak bir zaman sonra turistleri oraya çekip bu işten para kazanmak için yine kendine şaman diyen bir adam ve ekibi geliyor, Pepeye bu işi para karşılığı yapmadığı için köyü terk etmesini söylüyorlar ve Pepe şehre gidip çalışmak zorunda kalıyor ve şöyle diyor: "Şimdi James'i anlıyorum.Yalnızlık ve çaresizlik duygusunu, içinin ölmüş olduğunu hissetmesini..." İşte para hırsı ve paranın döndüğü şehrin insana ve insanlara etkisi...
Reklam
"İnsanın içinde bütün dünya vardır ve eğer nasıl bakman ve öğrenmen gerektiğini bilirsen kapı orada ve anahtar elindedir. Yeryüzünde senden başka hiç kimse sana o anahtarı da veremez, o kapıyı da açamaz." Jiddu Krisnamurti
"İki kişiliğin buluşması, iki kimyasal maddenin teması gibidir: Herhangi bir reaksiyon varsa, ikisi de dönüşür." Jung
Ne kadar da doğru...
"Hayatın en büyük ve en önemli sorunlarının hepsi temelinde çözümsüzdür. Asla çözemezsiniz, yalnızca onları aşabilirsiniz." Jung
"Bir insan diğerlerinden daha fazla şey biliyorsa yalnızlaşır." Jung
"Giden kişiye tutunmayın, aksi halde gelen kişiyle tanışamazsınız." Jung
"Hayatta anlamı olan şeylerin en küçüğü, ona sahip olmayan en büyük şeylerden daha değerlidir." Jung
Reklam
"Yalnızlık, kimsenin yanınızda olmamasından değil, kişinin kendisi için önemli görünen şeyleri anlatamamasından ya da başkalarının kabul edilemez bulduğu bazı görüşlere sahip olmasından kaynaklanır." Carl Gustav Jung
Evde vakit geçiremeyen insan kendiyle başbaşa kalamayandır, yüzleşemeyendir, kendi özüne tahammül edemeyendir. Bu insanlar adına üzülünecek insanlardır. Kendi varlığıyla barışık olmayan ve kalabalıkların sesiyle kendi sesini bastırmaya çalışanlar için yapılabilecek en iyi şey bir gün hayatı kavrayabilecek evrim algısına -ki burdaki evrimden kasıt doğadan ilham alarak yaşamı ve dünyayı anlamlandırarak hayatını dönüştürmek manasında- ulaşabilmelerini dilemektir. Ancak bu bana kalırsa çok gezerek falan olmaz; çok okuyarak, çok düşünerek, analiz ederek olur. Kahveyi dedikodu için yapıp, sıkıldığı için abuk sabuk videolar çekip yayarak veya üretmeyen beyinleri tüketmeye devam etsinler ve oyalansınlar diye sunulan magazin ürünleri gibi internetten buldukları her şeyi birbirlerine gönderip enformasyon kirliliğine hizmet ederek ya da üreterek değil ama popüler kültüre olabildiğince entegre olarak yapaylaşmalarına rağmen her an birilerine çok değerli ne yaptıkları, ne yedikleri, ne yaşadıkları, ne satın aldıkları hakkında haber vererek değil...
Düşündüm de aynı anda bir sürü kitap okumak isterken, moduma ve ruh halime göre, duymak istediklerime göre birini seçerken insanlarla neden bunu yapamıyordum? Hele ki özel hayatımda neden tüm modlarıma tüm duygularıma muhatap tek bir kişi istiyordum? Neden mi çünkü kitaplarla insanlar arasındaki fark insanlar yorar, hayalkırıklığı yaratır ve kalp kırar...
"Bir alışkanlığın başlangıcı görünmez bir iplik gibidir ama o hareketi her tekrarlayışımızda ipliği sağlamlaştırırız ona bir elyaf daha ekleriz sonunda kapkalın bir tablo olur düşünce ve hareketlerimizi geri dönülmez biçimde bağlar." Orison Swett Marden
Çoğunluk böyle artık, dedi. Ben hayatım boyunca çoğunluğa ait hissetmedim ki, dedim.
Hani olur ya bazen bizi strese sokan ya da üzen şeyler vardır ama hayatın asıl amacı mutlu olmaktır bunu bilirsin ama yine de mutlu olmayı ikinci plana atarsın, hatta öyle ki bazen yakıştıramazsın kendine mutlu olmayı, lüks gibi hissedersin. Bunu anlayamayan, yarayla dalga geçen yarası olmayandır ya hani bu güruh gelip size ne kadar ciddi ve kasıntı olduğunuzu, biraz eğlenmenizi söyleyip durur. Ne de kolaydır derdin yokken ya başkalarının derdini umursamadığından 'pozitif olmak elimizde' felsefesi yapmak! Ama bireyin acısı olmasa da yüzeysel mutluluklardan keyif almayarak anladığında mutsuz eden bilgileri almak pahasına da olsa anlam arayışında olması ona derinlik katar, derinlik de bilgelik katar. Bilgelik elbette gamlı baykuş olmak demek değildir ancak bazen dünyadaki kötülüklerden zarar görenlere somut bir yardımınız dokunmasa da, en azından birilerinin üzüntüsüne empati yapabilmeniz gerekir yani insanlık için bazen de üzülmeniz gerekir. Kendini üzmemek için bu gibi meseleleri umursamamak açıkça bencilliktir ve bilge insan bencil olmaz.
Reklam
(Yargı dizisinden)
Susuyorsun. Ama içinden konuşuyorsun. Sesin gelmese de duyuyorum.