Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İshakaya

İshakaya
@ishak_
... Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz. (MK. m3) ...
“Seni tekfir eder mutlak, desen dünyâ yuvarlaktır, Döner dünya, o dönmez; çünkü sâbittir inâdında. Sorulsa hâce-i dânâ Selanik nerdedir, bilmez, Bilir amma ki, kaç tüy varsa Cibril’in kanâdında!” Hace-i dana: büyük hoca Şair Eşref (1846-1912)
Reklam
Mesîhî gökden insen sana yer yok Yüri gel var Arabdan ya 'Acemden Mesîhî, 15. yy Mesîhî; döneminde Arap ve Acem şâirlerine rağbet gösterilmesini eleştirir. Şiir, Araptan veya Acemden geliyorsa rağbet görmektedir. Dönemin temâyülü bu yöndedir. Mesîhî, gökten inse bile böyle bir düşüncenin hüküm sürdüğü bir yerde kendisine şiir sahasında yer açılamayacağını ifade eder. MESÎHÎ' DE ŞİİRİN BEŞ TEMEL UNSURU, Yasemin Akbudak
Türkiye'ye uyum sağlamanın en hızlı yolu kuralları kendi lehinize uygulamak üzere öğreneceksiniz. Kurtlar Vadisi-68

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere Şimdi dağlarında mor sümbül vardır Ormanlar koynunda bir serin dere Dikenler içinde sarı gül vardır O çay ağır akar, yorgun mu bilmem Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem Yüce dağ başında siyah tül vardır Orda geçti benim güzel günlerim O demleri anıp bugün inlerim Destan-ı ömrümü okur dinlerim İçimde oralı bir bülbül vardır Uçun kuşlar uçun, burda vefa yok Öyle akarsular, öyle hava yok Feryadıma karşı aks-i sada yok Bu yangın yerinde soğuk kül vardır Hey Rıza kederin başından aşkın Bitip tükenmiyor elem-i aşkın Sende derya gibi daima taşkın Daima çalkanır bir gönül vardır Rıza Tevfik Bölükbaşı (1869-1949)
ÇOCUKLUK Affan Dede'ye para saydım, Sattı bana çocukluğumu. Artık ne yaşım var, ne adım; Bilmiyorum kim olduğumu. Hiçbir şey sorulmasın benden; Haberim yok olan bitenden. Bu bahar havası, bu bahçe; Havuzda su şırıl şırıldır. Uçurtmam bulutlardan yüce, Zıpzıplarım pırıl pırıldır. Ne güzel dönüyor çemberim; Hiç bitmese horoz şekerim! Cahit Sıtkı TARANCI (1910-1956)
Reklam
Biz bir günde mi para sevdalısı olduk? Bir günde mi paraya taptık? Ülke sevdasından kimler hangi siyasiler bizi uzaklaştırdı? Devlet görevlisine kurşun sıkar hale nasıl geldik? Kurtlar Vadisi, Pala
1960’ların sonu ve 1970’lerde Andre Gunder Frank, Samir Amin ve Immanuel Wallerstein’ın “Bağımlılık Kuramı” etrafında fikirler geliştirdiği görülür. Frank, üçüncü dünya olarak anılan ülkelerin gelişememelerinin nedenini, onların bunu gerçekleştirmeye yönelik beceri ve yetenekten mahrum olmalarında değil, Batılı devletlerin bilinçli bir şekilde onları bu hâlde kalmaları için hareket etmelerinde görür. Buna göre sömürge üçüncü dünya ülkeleri, gelişmiş merkez ülkeler için ucuz gıda ve ham maddenin yanı sıra sanayi mallarının tüketimi için de pazar oluşturur. Bununla birlikte merkez, kendisi için faydalı olabilecek bir veya birkaç üründe sömürgenin uzmanlaşmasına izin verir ve sonrasında bu iş bölümüne dayalı bir dünya kapitalist sistemi gelişir [6]. Sistem eşitsiz bir mübadeleye dayalıdır. Böylelikle merkez ülkeler gelişip konumlarını koruyabilirken çevre ülkelerin ekonomilerinin gelişmesi mümkün olmaz. Bu noktada merkez yeri geldiğinde çevre ülkeler üzerinde müdahalelerde de bulunur. Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
Her birey, farklı hacim ve türde sermayeyle alanda bir konum sahibidir ve bireylerin alan içindeki hareketleri, sahip oldukları sermaye türlerini (ekonomik, kültürel, sosyal ve simgesel) habitus’ları, yani yatkınlıkları uyarınca yeri geldiğinde kullanabilmelerine bağlıdır. Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
Bourdieu’nün çalışmalarında çok temel bir yeri olan kültürel sermaye ise bir alanda gücü elinde bulunduranların eğitim yoluyla ailelere ve dolayısıyla bireylere aşıladığı yapıdır. Yani bir nevi “bilgi sermayesidir”. İlerleyen süreçte aileler kendi büyüklerinden öğrendiklerini çocuklarına aktarıp kendi geçtikleri eğitim sürecine çocuklarını da dâhil ederek bu sistemin yeniden üretilmesini ve kültürel sermayenin aktarılmasını sağlarlar. Bourdieu’de sermayenin bir biçimden diğerine dönüştürülebilmesinin özel bir anlamı vardır. Bu, sermayenin kuşaklar-arası yeniden-üretiminin bir parçası olmasıdır. Varlıklı insanlar, kendi çocuklarının iyi okullara –gerçekte, çoğu kez pahalı özel okullara– gitmesini sağlamaya çalışır. Bu, parayı kültürel sermayeye (eğitsel yeterliliklere) dönüştürmenin bir yoludur. Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
 Birinci dünya çok partili bir parlamenter sisteme sahip, sanayileşmiş ülkelerdir. İngiltere, Fransa, Batı Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralasya (Avustralya, Yeni Zelanda, Tazmanya, Malenezya) ve Japonya bu ülkeler arasındadır.  İkinci dünya özel mülkiyeti ve rekabetçi bir ekonomik anlayışı reddeden komünist toplumlardır. (Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Polonya, Doğu Almanya ve Macaristan)  Üçüncü dünya ise az gelişmiş toplumları (Çin ve Hindistan’ın yanı sıra çoğu Afrika ve Güney Amerika ülkesi) içine alır. Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
Reklam
Saygı gösterilmediğinde dışlama, bir ötekileştirme başlamaktadır. Saygı eşitsizliktir, toplumlarda herkese aynı oranda saygı gösterilmez. Kazanılmak zorundadır. Ayrıca saygı ifade yüklüdür, ‘saygı duyuyorum’, demekle duyulmaz. Algılayan için inandırıcılık problemi taşır. Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
Statü bireyin (ya da grubun) toplumsal yapı içerisindeki hiyerarşik konumunu ifade eder. Prestij ise statünün başkalarında yarattığı duygusal çağrışımı ifade eden bir kavramdır. Saygı, başta kişiye kendine duyduğu saygı bağlamında iç huzurunu sağlayan ve sonrasında ise kişiyi topluma bağlayan ve uyumlu kılan bir olgu Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
Saygının bileşenleri: Statü, prestij, tanıma-tanınma (karşılıklılık), onur ve onanma, toplumsal enstrümanları kullanma becerisidir. Ataaof, Toplumsal Tabakalaşma
“insan kendi ördüğü anlam ağlarında asılı kalmış bir hayvandır” Clifford Geertz’in (1926-2006) Ataaof, Endüstri Sosyolojisi
Mezomorf Sheldon, 200 denek üzerinde yaptığı çalışmada en çok bu grupta bulunan bireylerden suç işleyenlerin çıktığını saptamıştır. Sheldon, bu grupta bulunan insanların kemikli, geniş göğüslü, adaleleri gelişmiş, atletik özelliklere sahip olduklarını belirtilmiştir Ataaof, Hukuk ve Suç Sosyolojisi
9,2bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.