Görünüşte yoksulluk içindeyiz ama gerçekte padişahlara yaraşır bir hayat sürüyoruz.
Kâğıt, kalem ve kitap... Söz, kelâm ve hitap... Her suret ve her şekilde Gül'e mahkûm
Uyuyorduk, uyandırdılar; Canlar Canı'nı hatırlattılar...
Uyuyorduk, uyandırdılar; unutmuştuk, hatırlattılar...
Işığı da, nuru da camsız görmeye alıştır kendini... Yolda kalmamak, cam kırılınca kör olmamak için...
Herkes ve her şey güzelin pesinde, güzel ülkelerde güzel günler yasandı.
Sonra...
Güzelin kim olduğunu ne vakit unuttuk, ya güzelliğin neliği-ni ne zaman?..
Dünyaya gelişimiz ne mevki ve makam, ne de mal ve mülk pesinde koşmak için... Biz buraya bir sevgili için âh etmeye geldik, o kadar...
Gülüm! Beni bülbül ile karıştırma sakın! Ben durmuş oturmuş, tecrübe kazanmış bir âşığım; o ise derde sabrı olmayan yeni yetmenin biri, hiç durmadan feryat ediyor.
Unutmamak lâzım; kimliğimiz, onu konuşlandırdığımız kabın seklini ve
rengini alır ve ruhlar incelmeden incelikleri asla göremez!/: