"İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduğu zaman bunu müspet karşılayanlardan biri de bendim. O sıralarda yabancı basından bizim gazetelere aktarılan bazı haberlerde Türk Devlet Başkanlığı adayları arasında Şükrü Kaya gibi isimlerin de bulunması cidden ürkütücü ve düşündürücü idi." "1938'de benim İstiklâl Savaşı ve Cumhuriyet çağı hakkındaki bilgim, şüphesiz çok az olduğu için, İsmet Paşa'nın Filistin bozgununda 2000 kişilik kolordusunu düşmana bırakıp tek başına kurtulduğunu, İstiklâl Savaşına nasıl katıldığını, İnönü savaşlarının tafsilâtını, Eskişehir-Kütahya bozgununu bilmiyor, bu sebeple mutedil bir devlet adamı diye bildiğim İsmet Paşa'yı o mevkie lâyık görüyordum." "Devlet Başkanı olduğu zaman Meclis'te söylediği ilk nutku, o zaman öğretmeni bulunduğum bir özel lisenin salonunda radyodan dinlemiştim. Celâdetli ve milli ruhu okşayıcı bir nutuktu. Fakat Atatürk'ün adı dahi geçmiyordu." (Ötüken 106, Ekim 1972: 3).
Mandaterlik konusunda İsmet Bey'in (Paşa-İnönü) de fikri aşağı yukarı aynı idi. Fakat Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bu görüşte değildiler. Nitekim 28 Ağustos 1919'da Kâzım Karabekir Paşa'nın Erzurum'daki evinde bir toplantı yapılmış, devlet büyüklerinden bir kısmının İngiliz, bir kısmının da Amerika mandasına taraftar oluşları tenkit olunmuş ve en sonunda herhangi bir mandanın kabul edilemeyeceği kararına varılmıştı. Yalnız Kazım Karabekir Paşa, "Naçar kalınırsa istiklaliyetimiz mahfuz kalmak ve memleket parçalanmamak üzere Amerika mūzaheretine" talip olunabileceğini söylemişti. ³⁰² İsmet Bey'in bu husustaki sözleri aşağıdadır: “Eğer Anadolu'da, halkın Amerikalıları herkese tercih ettikleri zemininde Amerika milletine müracaat edilse pek ziyade faidesi olacaktır deniliyor ki, ben de tamamıyla bu kanaatteyim. Bütün memleketi parçalamadan bir Amerika'nın murakabesine tevdi etmek, yaşayabilmek için yegâne ehven çare gibidir". Bak, Karabekir, s.175.
Reklam
Doğudaki çarpışmalar, lstiklal Savaşı'nda Türk milliyetçi güçlerine komuta edecek subayların çoğunu bir araya getirmişti. 1916 yılında kendilerini Kafkasya cephesinde Mustafa Kemal'in komutası altında buldular ve onu, önder olarak kabul etmeyi öğrendiler. Bu subayların arasında Mustafa Kemal'in Harbiye Mektebi'nden arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy), Cafer Tayyar (Eğilmez) ve en önemlisi İsmet (İnönü) vardı. Ama liderle ilişki her zaman kolay yürümüyordu. 13 Ocak 1917'de Binbaşı İzzettin günlüğüne, "Şu halde İsmet Bey de Mustafa Kemal Paşa'yla teşriki mesai edemiyor," notunu düştü."
“Mustafa Kemal güçlüklerin üzerine yürürdü. Ben ise güçlükleri kuşatarak eritmeyi tercih ederim.” İSMET İNÖNÜ
İnönü'den dinlediğim bu olaylar ve 10 temmuzda onun Il. Orduda, Edirne'de fiili şefliğini takib eden gelişmeler, ilgi çekicidir. Kurmay Yüzbaşı İsmet Beyin Edirne'de gizli bir ihti­lal cemiyetinin üyeliğini kabul ettiği tarih, 1907 ortalarıdır.
Sayfa 276Kitabı okudu
Fevzi Paşa (Çakmak) Müdafaa Vekilliğine getirilirken, Albay İsmet ( İnönü) kabinede de yer alarak Genelkurmay Başkanı oldu. Mustafa Kemal'in eski arkadaşları Kazım Karabekir, Ali Fuat ( Cebesoy) ve Refet ( Bele) ordu komutanlıklarını sürdüreceklerdi ama aralarına yeni katılan Fevzi Paşa ile Albay İsmet'in emrinde olacaklardı. Bu değişiklikten hiç hoşlanmadılar. Yine de milli davayı yürütmek için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. İlk görev, merkezi otoritenin yıkılmasıyla ortaya çıkan ve şimdi Damat Ferit Paşa'nın körüklediği iç savaşı kazanmaktı.
Reklam
Osmanlı Ordusunda Birinci Dünya Savaşına geç girilmesini, hatta mümkünse girilmemesini isteyen kumandanlar vardı. Esad Paşa, Mustafa Kemal Bey, İsmet (İnönü) Bey, Kazım Karabekir ve Fevzi Paşa gibi... Gelecekte İstiklal Savaşı'nın kumanda kademesini oluşturacak bu kadrolar, daha çok Alman aleyhtarıydı.
Kazanılan zaferle ilgili olarak yalnızca üç komutanın, kendisine sadık olan Fevzi (Çakmak) , İsmet ( İnönü) ve Milli Müdafaa Vekili Kazım'ın (Özalp ) adını takdirle andı.2 Başkomutan olarak son sefere katılan bütün komutanları terfi ettirirken, Anadolu'da başlangıçtan beri yanında yer alan ancak İsmet Paşa'nın emri altında çalışmayı reddeden Ali Fuat (Cebesoy) ile Refet'i ( Bele) dışladı. Onlar, Türk milli direnişinin diğer iki önderi olan Başbakan Rauf (Orbay)3 ve Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir'in tarafını tutmuşlardı. Savaş boyunca Karabekir Mustafa Kemal' e sürekli olarak gereksiz önerilerde bulunmuştu ve şimdi de başkumandanını kutlamak için Ankara'ya geliyordu.
1946 seçim­leri sırasında Enstitülerde kızların çocuk düşürüp helaya attığını bütün köylerde konuştular, böylece CHP'yi, İsmet İnönü'yü, Hasan Ali Yücel'i, Hakkı Tonguç'u halkın gözünden düşür­ meye çalıştılar. Kahrolasıcılar, başarılı da oldu. Seçimler bitti, kızları ayırdılar. Alıp götürüp Kızılçullu ile Beşikdüzü'ne kapat­tılar. Oralardaki erkekleri dağıttılar. Sonra Bolu' da böyle bir yer açtılar. Yeniden kız öğrenci alma işini gevşettiler. Bunu halka iyi bir önlem gibi anlatıyorlardı. Radyodan söyletip, gazetelere yazdırıyorlardı. Etkili oluyordu. Köy kızlarının aydınlatılması, bu yolla kurtarılması davası acımasızca baltalandı.
5 Haziranda Talat Paşa önderliğinde bir İttihat ve Terakki heyeti Mustafa Kemal'in karargahını ziyaret etti.36 Ama resmi makamların bu yakınlığının ardından talihi ters donuverdi. 29 Haziranda Enver Paşa aralarında Atatürk'ün gelecekteki başbakanı olacak Yarbay İsmet'in de (İnönü) bulunduğu bir maiyetle Kemalyeri'ne geldi. 29/30 Haziran gecesi İtilaf birliklerinin ateşini büyük çaplı bir saldırı olarak yanlış yorumlayan Mustafa Kemal, 19. Tümene saldırıya geçme emri verdi. Sonuçta neredeyse bin asker yaşamını yitirdi. Bu durum karşısında, Enver Paşa'dan Mustafa Kemal'e Liman von Sanders'in Esat Paşa aracılığıyla aktardığı bir azar geldi. Mustafa Kemal, kendisine saldırı için yetki verildiğini söyleyerek, subaylarını başlangıçta elde ettikleri başarıları sürdürememekle suçladı. Bu mazeret Enver Paşa'yı tatmin etmedi ve Mustafa Kemal'in yüklendiği kolordu komutanlığı vekilliği görevini iptal etti. (1915)
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.